Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/2783 E. 2014/2939 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2783
KARAR NO : 2014/2939
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2012/366-2013/379

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacıya ait araca çarpması nedeniyle aracın hasar gördüğünü, hasar bedelinin sigorta şirketi tarafından ödendiğini, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500 TL. değer kaybı ve 500 TL. manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile değer kaybı talebini 2.000 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 2.000 TL. değer kaybı bedelinin davalılardan tahsiline, manevi tazminatın şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. (6100 sayılı HMK’nın 294.) maddesine göre, mahkemece verilecek kararların açık olarak ve yüze karşı okunmak suretiyle tefhim edilmesi gerekir. Kural olarak tefhim gününde hükmün gerekçesi ile birlikte açıklanması gerekmekte ise de, gerekçeli kararın hemen yazılması her zaman mümkün olamayacağından mahkemenin önce vereceği kısa kararı yargılama oturumunda tefhim etmesi daha sonra gerekçeli kararı yazarak bu yasal zorunluluğu tamamlaması mümkün bulunmaktadır. Ne var ki, asıl olan kısa karardır.
sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olarak yazılması gerekir. 10.4.1992 gün ve 7/4 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da bu hususa değinilmiş, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının başlı başına bozma nedeni olacağı kabul edilmiştir. Mahkemece kısa kararda ihbar olunan sigorta şirketi hakkında hüküm kurulmadığı halde gerekçeli kararda “kısa kararda her ne kadar sigorta şirketi için faizin başlangıcı belirtilmiş ise sigorta şirketinden 500 TL. dava tarihi olan 18.7.2012 ve 1.500 TL. için ıslah tarihi olan 3.6.2013 tarihinden faiz istenebileceğinin bilinmesi “ şeklinde yazılmıştır.
Bu hal, HMK.nun 294 ve 297.maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, yeniden bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bende açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 4.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.