Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/2771 E. 2015/10518 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2771
KARAR NO : 2015/10518
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2012/356-2013/471

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davalı İ.. K.. ve davacı vekilince istenmiş davalı İ.. K.. vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.10.2015 Salı günü davacı M.. H.. vekili Av. G Y ve davalı İ.. K.. vekili Av. A.. B.. geldi. Davalı A.. K.. tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı ve davalı İ.. K.. vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı alacaklı vergi idaresi vekili, davalı İbrahim hakkında vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca takip başlattıklarını, takipleri sonuçsuz bırakmak için adına kayıtlı taşınmazlarını davalı kardeşi Ali’ye sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar, taşınmazın miras yolu ile intikal ettiğini, vergi borcunun kesinleşmediğini ve aciz belgesi olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, borçlu ve kardeşi arasındaki tasarrufların İİK’nun 278/3-1 maddesi gereğince bağış niteliğinde olduğu ve iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı İbrahim ve katılma yolu ile davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yerel Mahkeme, davalı İbrahim’in temyiz dilekçesini, temyiz harcını eksik yatırdığı gerekçesiyle reddine karar vermiştir. Davacı bu kararı dahi temyiz etmiştir. O halde, bu

yön üzerinde özellikle durulmalıdır. Davacı İdare tarafından açılan davada İdare harçtan muaf olduğundan dava değeri belirtilmeksizin dava açılmıştır. Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takip konusu alacak ile tasarruf konusu değerinden hangisi düşük ise o değer oluşturur ve harç, yargılama giderleri buna göre belirlenir. Somut olayda tasarruf konusu taşınmazların satış değerleri 18.600,00 TL olup alacak miktarından düşüktür.
Bu durumda, mahkemece talep edilen harç miktarının hatalı olduğu anlaşıldığından mahalli mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 23.12.2013 tarihli ek kararı kaldırılarak ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/son maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
2-Dava, 6183 sayılı Yasanın 27 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Davalı kardeşler arasındaki tasarrufun 6183 Sayılı Kanunun 28/1.maddesi gereğince iptaline karar vermek gerekirken İİK’nin 278/3-1 maddesi gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru olmamış ise de sonucu itibarıyla kabul kararı doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Bu tür davalarda acız belgesi aranmadığı ve takip konusu borcun yargılama sırasında kesinleştiği anlaşıldığından davalı İbrahim’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenilen tasarruf bedelinden düşük olan oluşturur. Buna göre harç ve vekalet ücreti belirlenir.
Somut olayda, dava kabul edilmiş olup iptaline karar verilen ve itiraza uğramayan yeniden değer tesbiti yapılmamış olan taşınmazların değeri alacak miktarından daha düşük olduğundan bu değer esas alınarak karar harcının hesaplanması gerekirken fazla harca hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının “maktu” olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.

4-Davacı idarenin temyizine gelince,

Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin 23.12.2013 tarihli ek kararının BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ibrahim’in diğer temyiz itirazlarının reddine, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı İbrahim’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2.bendindeki “370.636,00 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “1.270,00 TL” ibaresinin yazılmasına 6.bentteki “85.475.00 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “1.320,00 TL” ibaresinin yazılmasına, 4.bennte açıklanan nedenlerle davacı idarenin temyiz istemlerinin kabulü ile hüküm gerekçesinin son fıkrasındaki İİK’nin 277 ve devamı maddelerine ilişkin açıklamaların 6183 sayılı Yasanın 27 ve 28.maddeleri olarak düzeltilmesine hükmün değiştirilmiş ve bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı İ.. K..’a verilmesine, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalı İ.. K..’dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı İ.. K..’a geri verilmesine 13.10.2015 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.