Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/2608 E. 2014/3126 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2608
KARAR NO : 2014/3126
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2011/583-2013/187

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı, müvekkiline ait aracın tek taraflı trafik kazasında hasarlandığını, hastanede yapılan kontrolde sürücünün alkollü olmadığının tespit edildiğini, araçta 35.029,63 TL tutarında hasar ve 6.000 TL değer kaybı oluştuğunu belirterek toplam 41.029,63 TL’nın hasar tarihinden işleyecek en yüksek banka temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğini, hasarın teminat dışında kaldığını, değer kaybının poliçe kapsamında olmadığını, eksper raporunda aracın pertinin uygun görüldüğünü, tespit raporunu kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 29.699,31 TL hasar bedeli ile 5.000 TL değer kaybı tutarı olmak üzere toplam 34.699,31 TL’nün 27.8.2011 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediğinin tespit edilmesine, temerrüt tarihinin doğru belirlenmesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. Sigorta poliçesinde, belirlenen sigortalı aracın değeri sonradan arttığı için hasar zamanında poliçedeki değerden daha fazla olabilir. Başka bir deyişle, poliçedeki araç bedeli, hasar anındaki değerinden daha düşük olabilir. Bu durum eksik sigorta kavramıyla açıklanmakta olup TTK’nun 1288.maddesinde düzenlenmiştir. Eksik sigorta halinde sigortacı, hasara uğrayan aracın sigorta bedelinin, sigorta değerine olan oranı neden ibaretse, zararın o kadarını tazminle sorumludur. Eksik sigorta hükümleri sadece kısmi hasarlanma halinde uygulanır.
Yine enflasyon nedeniyle aracın sigorta edildiği tarihten sonraki değer artışları dolayısıyla eksik sigorta hükümlerinin sigortalı aleyhine sonuç doğurması dolayısıyla sigorta poliçelerine “enflasyon klozu” eklenmektedir. Bu durumda ödenecek prim de artmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen poliçede enflasyondan korunma klozu da bulunmaktadır.
Somut olayda; taraflar arasında 6.9.2010/6.9.2011 vadeli kasko sigorta poliçesi, 6.9.2010 tarihinde düzenlenmiş ve davacı tarafa ait kapalı kasa kamyonet 36.930 TL sigorta bedeli üzerinden sigorta ettirilmiştir. Sigortalı araç 3.8.2011 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasarlanmıştır. Davacı tarafça yaptırılan tespit sonucu alınan raporda riziko tarihinde aracın piyasa rayiç değerinin 49.000 TL ila 54.000 TL arasında olduğu, 33.1356 TL onarım bedelinin tespit edildiği, onarımının ekonomik bulunduğu bildirilmiştir. Eksper raporunda aracın piyasa rayicinin 33.000 TL, onarım masrafının 25.749 TL olduğu belirtilmiştir. Hasar tespiti hususunda dosyada alınan bilirkişi raporlarında 29.699,31 TL onarım gideri, 5.000 TL değer kaybı, 52.000 TL piyasa rayiç değerli ve aracın onarımının ekonomik olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili 35.029 TL hasar bedeli ile 6.000 TL değer kaybının davalıdan tazminini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna göre 29.699,31 TL hasar, 5.000 TL değer kaybı olmak üzere toplam 34.699,31 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Belirlenen değerlere göre aracın pertinin ekonomik olmadığı, onarımının uygun olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, aracın tamirinin mümkün olduğu kabul edildiğine göre davalının TTK’nun 288 (yeni 1468) eksik sigorta hükümlerinin uygulanması yönündeki savunması değerlendirilmelidir. Bu durumda yapılacak iş ise; öncelikle aracın poliçe tanzim tarihindeki rayiç değeri ile poliçede gösterilen sigorta bedeli arasındaki oran belirlenerek, riziko ile oluşan hasar tutarına bu aranın uygulanmasından ibarettir. Bu uygulama sonrasında ortaya çıkacak tutara enflasyon korumasına ilişkin klozunun uygulamasının gerektiği takdirde gözetilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu husus gözardı edilerek tazminat hesabında hatalı uygulama ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesinde, araçta kaza sebebiyle oluşacak değer kaybı zararı teminat altına alınmamıştır. Davalı sigorta şirketinin değer kaybından sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı tarafın değer kaybına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davalı sigortacının değer kaybı zararından sorumlu tutulması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 6.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.