YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/249
KARAR NO : 2014/1264
KARAR TARİHİ : 06.02.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2013
NUMARASI : 2013/76-2013/212
Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı verilen yetkisizlik kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalıların işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kazada davacının aracının hasar gördüğünü ve değer kaybına uğradığını değer kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı K.. K.. vekili, yetki itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, davanın HMK 7/1 maddesi uyarınca ortak yetkili yer olan kaza yerinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazası nedeniyle hasarlanan araçta oluşan değer kaybının karşı araç maliki ve sürücüsünden tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1.fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
HMK.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir. Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. Maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava davalı G.. Sigorta AŞ ‘nin genel merkezinin bulunduğu yer olan İstanbul Adliyesi’nde açılmıştır. Mahkemece HMK’nin 7. maddesi yanlış yorumlanarak ortak yetkili mahkemenin kesin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 6.2.2014 gününde Üye E.S.Baydar’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davalıların, işleten ve Z.. sigortacısı bulunduğu aracın 17.1.2012 tarihinde Çerkezköy’de davacıya ait araca çarpması sonucu davacı aracında meydana gelen hasar ve değer kaybının davalılardan tahsili istekmi ile dava açılmış,
Davalı işleten, kazanın Çerkezköy’de gerçekleştiğini, Çerkezköy mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunmuş,
Diğer davalı davanın reddini savunmuş,
Yargılama sonucunda mahkemece; 6100 sayılı HMK 7/1 maddesinde yetkili kılınan haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi olan Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesinin ortak ve kesin yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş,
Davacı vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluğun “HMK 7/1 maddesinde getirilen yetki kuralınının kesin yetki olmadığı, davalılardan sigorta şirketinin yerleşim yerinin İstanbul’da bulunduğu, davanın yetkili mahkemede açıldığı gerekçesiyle” yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun HMK 7/1 maddesinde öngörülen yetki kuralının kesin yetki olmadığına ilişkin görüşüne katılamıyorum.
Dava 6100 sayılı HMK yürürlüğünden sonra 15.3.2013 tarihinde açılmıştır.
6100 sayılı HMK 7/1 maddesinde “davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde davanın açılabileceği; Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemenin belirtilmiş olması durumunda davaya o yer mahkemesinde bakılacağı” öngörülmüştür.
Yasalarda kesin yetki olduğu anlaşılan hallerde başka yer mahkemesinde dava açılması mümkün değildir.
Yetkinin kesin olduğu bazen yasa metninde açıkça ifade edilmekte, bazende maddenin düzenleme şeklinden anlaşılabilmektedir.
HMK 7/1 maddesindeki “… Davaya ancak o yer mahkemesinde bakılır” şeklindeki mutlak ifadeden, yetkinin kesin yetki olduğu sonucu çıkmaktadır.
HMK 7/1 maddesinin hükümet gerekçesinde de (madde 12) öngörülen yetki kuralının kesin yetki kuralı olduğu vurgulanmıştır.
Ortak yetkili mahkemenin yetkisi, hükmün gerekçesinde de ifade edildiği üzere kesin yetkidir. (Ejder Yılmaz HMK sayfa 120)
Somut uyuşmazlıkta davacının yerleşim yeri Kadıköy, davalılardan Kadir’in yerleşim yeri Tekirdağ, davalı sigorta şirketinin yerleşim yeri de İstanbul olup, davaya konu trafik kazası da Çerkezköy’de gerçekleşmiştir.
Çerkezköy Mahkemeleri haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi olarak tüm davalılar yönünden ortak yetkiyi taşıyan mahkeme olup, yerel mahkemenin HMK 7/1 maddesinde öngörülen yetki kuralanının kesin olması nedeniyle yetkisizlik kararı vermesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.