Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/24370 E. 2017/1997 K. 27.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24370
KARAR NO : 2017/1997
KARAR TARİHİ : 27.02.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında yapılan kredi sözleşmelerine davalı …’ın kefil olduğunu, alacağın tahsili için geçilen icra takiplerinde şirketin ve davalı borçlu Ali’nin borcu karşılayacak mal varlığına rastlanılmadığını ve dava konusu taşınmazdaki hissesini diğer davalı …’a piyasa değerinin çok altında bir bedelle sattığını, taşınmazda davalı …’ün babasının ilk hissedar olduğunu, bu nedenle borçlunun durumunu bilecek kişilerden olduğunu belirterek, tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, görev, zamanaşımı itirazları ile aciz vesikası bulunması gerektiğini, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, taşınmazdaki hisseyi gerçek bedelini ödeyerek satın aldığını, diğer davalı … ile davacı banka arasındaki kredi ilişkisini bilecek durumda olmadığını, dava konusu tasarrufun yapıldığı tarihte ve sonrasında …’nin ortağı bulunduğu işyerinin faaliyetlerine devam ettiğini ve kira bedellerini ödediğini, dava dışı şirketin ekonomik açıdan sıkıntıya girdiğine dair emare hissedilmediğini, dolayısıyla davacı tarafın kötüniyet iddiasının asılsız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu …, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı …’ün banka hesabından yaptığı ödeme, davalı borçlu …yi borçtan kurtarma amacını gösterir delil bulunmaması, borçların kat edildiği tarihten iki sene önce taşınmazın satın alınması nedenleriyle davacının davasını ispat edemediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle davalı …’ün banka hesabından yapılan ödeme ile davalı …’ün davalı borçlu …’nin mali durumunu ve alacaklılarına zarar verme kastını bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun ispatlanamamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi gereğince davacıdan harç alınmamasına 27.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.