YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23955
KARAR NO : 2017/5657
KARAR TARİHİ : 18.05.2017
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından iş yeri … poliçesi ile … edilen iş yerinin 03/09/2007 tarihinde dahili su hasarına maruz kaldığını, davalıya ait olan sigortalı iş yerinin davalı tarafından sigortalı … Kozmetik ve Parfümeri San. Tic. Ltd. Şti.’ne kiraya verildiğini, 39.702,23 TL miktarında hasar bedelinin 21/06/2011 tarihinde sigortalıya ödendiğini belirterek ödenen zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacının davasının kısmen kabulü ile, 39.629,60 TL’nin 22.06.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-)Dava, işyeri … poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
… İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.3.1944 Tarih E.37, K.9, RG.3.7.1944 sayılı kararında bu husus;” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, … poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … şirketi olup, davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü: “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı … ve İflas Kanununa göre ilamsız … yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir.
Davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra 17.10.2011 tarihinde açılmış olmasına ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasına göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-) Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.