Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/23642 E. 2014/19092 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23642
KARAR NO : 2014/19092
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.8.2014
NUMARASI : 2014/1062-2014/1062

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalı tarafa ait aracın davacıların çocuğu/kardeşleri yaya İ.. K.. çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, davacıların maddi ve manevi zararları yönünden davalı taraf aleyhine toplam 620.000,00 TL alacak üzerinden tazminat davası açıldığını, davalı tarafa ait araçlar üzerine mahkemenin önceki ara kararıyla ihtiyati tedbir konulduğunu ileri sürerek, bu defa; davalı Meral adına kayıtlı bir adet taşınmazın 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir/haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 19.8.2014 tarihli ara karar ile talep konusu taşınmazın dava konusu olmadığı ve alacak miktarının yargılama sonucu belirlenecek olması gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, anılan ara karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yerinde veya üçüncü şahısta olan
taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
İİK.nın 258/1 maddesine göre İhtiyati Haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Diğer yandan İİK 264 maddesi hükmüne göre yargılama sırasında da ihtiyati haciz kararı verilebilir.
Somut olayda, dava dilekçesine ekli belgelerden davalıya ait aracın bir kısım davacıların çocuğu, bir kısım davacıların kardeşleri yaya İsmail Kılıç’a çarparak ölümüne sebebiyet verdiği, olay nedeniyle dava dışı kusurlu sürücü hakkında ceza soruşturması yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile sebebiyet verdiği kaza sonucu davacıların maddi ve manevi zararlarının davalıdan tahsili istenmiştir. Yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında, davacı tarafın tazminat istemi haksız fiile dayanmakta olup olay tarihi itibariyle muaccel hale gelmiştir.
O halde, olayda İİK 257 vd. maddesinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle talebin kabulü gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme ara kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.