YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23508
KARAR NO : 2014/18233
KARAR TARİHİ : 11.12.2014
MAHKEMESİ :Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :29.1.2014
NUMARASI :2013/273 2014/58
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkiline ait araçla kaza yaptığını, aracın pert olduğunu, hasarlı şekilde 3.500 TL’sına 3.kişiye satıldığını, aracın kasko poliçesinin bulunduğunu ancak davalının olay anında alkollü olması sebebiyle zararın karşılanamayacağını, sigorta değerinin 14.850 TL olduğunu, davalı aleyhinde icra takibi yapıldığını, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalının haksız fiil hükümlerine göre zarardan sorumlu olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin 8.570 TL üzerinden devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 11.12.2013 tarihli oturumda her ne kadar icra dosyasında 11.350 TL üzerinden takibe geçilmişsede aracın kasko değeri 12.250 TL’sından 3.500 TL sovtaj bedelini indirerek kalan 8.750 üzerinden takibin devamını istediklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacının aracını ücreti karşılığında 1 gün için kiraladığını, Fethiye’den dönüşte kaza yaptığını, borcu kabul etmediğini, aracın kasko sigortasınca tamiri yapıldıktan sonra araçta meydana gelen değer kaybının müvekkilinden istenebileceğini, kasko sigorta şirketinin davaya dahil edilmesi gerektiğini, olayın salt alkolün etkisi altında meydana gelmesi halinde zararın kasko teminatı dışında kalacağını, müvekkilinin kazadan saatler önce bir tane bira içtiğini, kaza anında yasal sınırın altında
alkol aldığını, aşırı alkollü olmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile Kaş İcra Müdürlüğü’nün 2013/702 sayılı dosyasına vasi davalı itirazının kısmen iptali 8.750 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağın %20’si olan 1.750 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı tarafça dava dışı Generali Sigorta A.Ş’ne davanın ihbarı için dilekçe hazırlanmamış ve masrafının karşılanmamış olmasına, kaldı ki davacının aracındaki hasarın giderilmesi için davalı veya dava dışı kasko sigortası şirketi hakkında dava açma konusunda muhtariyetinin bulunmasına, tercihini davalı aleyhinde dava açma hususunda kullanmış olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve itirazın iptali şeklinde açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın 266.maddesi gereğince “mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz”. Zarar veren, kusuru oranında gerçek zarardan sorumlu tutulabilir. Trafik kazalarında, kusur durumunun ve gerçek zarar miktarının tespiti için konusunda uzman bilirkişilerin görüşünün alınması gerekmekte olup, bu hususlar hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenecek hallerden değildir.
Somut olayda, davacıya ait 2006 model Fiat Albea otomobil, davalının yönetiminde iken 11.1.2013 tarihinde saat 18.00’de meydana gelen trafik kazasında hasarlanmıştır. Kaza tespit tutanağına göre, davalı direksiyon hakimiyetini kaybederek, karşı istikametten gelen 3.kişiye ait aracın şeridine girip bu araca ve yolun sağında bulunan elektrik
direğine çarpmıştır. Davalının olay anında alkollü olduğu, şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymadığından kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. Davalı olayda yaralandığından, bilinci kapalı olduğundan alkol kontrolü yapılamamış ise de; hastanece düzenlenen raporda koklamakla aşırı alkollü olduğu belirtilmiş, davalı aleyhinde alkolün etkisi altında iken araç kullanmak suçundan Kaş Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/60-89 sayılı dosyasında dava açılmış, davalı olay günü, kazadan 4-5 saat önce 2 tane bira içtiğini, virajı alamayarak karşı şeritten gelen araca çarptığını savunmuştur. Karşı şeritten seyreden aracın sürücüsü, olaydan sonra davalıyı araçtan çıkarmak için gittiğinde aracın içinin alkol koktuğunu ifade etmiştir. Davalı hakkında alkolün etkisi altındayken araç kullanmak suçundan 25 gün hapis cezası verilmiş; hükmün açıklanması geri bırakılmış, itiraz edilmeden 12.4.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı aracının kasko sigortası şirketince yaptırılan eksper incelemesinde aracın piyasa değerinin 14.850 TL’sı olduğu, kaporta mekanik ve elektrik donanımlarında hasar bulunduğu, KDV hariç 11.018,22 TL muallak hasar bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça hasarlı araç 13.2.2013 tarihinde 3.500 TL’sına 3.kişiye satılmış, noterde düzenlenen satış sözleşmesinde aracın kasko değerinin 12.250 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı taraf olayda davalının %100 kusurlu olduğunu, aracın pert edildiğini, pert aracın 3.500 TL’sına satıldığını belirterek davalı hakkında 11.350 TL’nın takip tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsili için 25.2.2013 tarihinde icra takibi yapmış, davalının itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasını açarak, aracın kasko değerinden (12.250 TL), 3.500 TL sovtaj bedelini mahsup ederek bakiye 8.750 TL üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı aracını 1 gün içinde ücret karşılığı kiraladığını, dönüşte kaza yaptığını, aracın hasarının kasko şirketince giderilmesi gerektiğini, değer kaybının müvekkilinden istenebileceğini zararın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediğin savunmuştur.
Mahkemece, kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, davalının olayda alkollü ve asli kusurlu olduğu, aracın kasko bedelinin 12.250 TL olduğu, 3.500 TL’sına hasarlı aracın satıldığı, davacının 9.000 TL zararının bulunduğu ancak talebin 8.750 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve inkar tazminatına karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek araç hasarı konusunda uzman bilirkişiden, tüm dosya kapsamına göre davacıya ait araçta bu kaza sonucu oluşan gerçek zarar miktarı ile aracın onarım giderinin, olay tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ile sovtaj değerinin tespiti hususlarında ve ayrıca aracın onarımının mı, pertinin mi uygun (ekonomik) olacağı hususunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; gerçek zarar miktarı belirli (muayyen, likit) olmayıp, davalının sorumlu olacağı hasar bedelinin tespiti bilirkişi incelemesini ve dolayısıyla yargılama yapılmasını gerektirdiğinden, şartları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı E.. S.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyize gelen davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.