Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/23368 E. 2017/2175 K. 01.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23368
KARAR NO : 2017/2175
KARAR TARİHİ : 01.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davacı vekili ve davalı …, …, …, …, …, … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan borçlu … ile aralarında düzenlenmiş bonolar nedeni ile … 2. icra 2010/3145 E. sayılı dosyasında takibe girişildiği, aynı dairenin 2010/2668 sayılı dosyasındaki takipte 25/03/2010 tarihinde hacze gidildiği, borca yeter mal varlığına rastlanılmadığı, uyap sistemindeki sorgulamada da mal varlığına rastlanılmadığı, haricen yapılan araştırmada dava konusu yapılan taşınmazın 13/12/2007 tarihinde 33515 yevmiye numarası ile diğer davalı 3. kişi …’ a satıldığının saptandığı, satıştan sonra gayrimenkul üzerinde 16 daireli bina yapıldığı, 06.02.2009 tarihinde kat irtifakı yapıldığı, … 2. İcra Müd. 2010/2668 E. Sayılı dosyanın tahsilini teminen davalı borçlu …’in davalı 3. Kişi …. a yaptığın satışın iptali için … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/240 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığı, davadan haberdar olan Hayrinnisa tarafından gayrimenkullerin satıldığı, İİK. 278.maddesi uyarınca akdin bağışlama niteliğinde olduğu, taşınmazın düşük bedelle devredildiği, davalı …’nın davalı …’in halası olduğu, HMK 280.maddesi kapsamında yapılan işlemin alacaklıya zarar verme kastını içerdiği iddiası ile tasarrufun iptali ve
taşınmazı satarak alacağın tahsili hususunda cebri icra yetkisi tanınması istenildiği, … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/240 E. sayılı dosyasında da tasarrufun iptali davası açıldığı, davalı 4. kişiler …, …, …, …, …., …. …., … ile 5. kişi … hakkında başkaca borçlu taşınmazlarını devir alan kişiler sıfatı ile yargılamaya katılarak muvazaa nedeni ile tasarrufların iptali istenildiği talep ve dava edilmiştir.
Davalılar vekilince verilen dilekçe ve beyanlar ile davanın reddi talep edilmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; Davacı ile aralarında bonoya bağlı borç alacak ilişkisi bulunan davalı borçlu … ile …’ın nüfus kaydı ve diğer delillerle halası olduğu anlaşılıp yasanın belirttiği anlamda akrabalık ilişkisi bulunan davalı 3. kişi … arasında dava konusu taşınmazların devri alacaklıdan mal kaçırma amacına dayalı muvazaalı işlemlerden olduğu çekişmeye uygun delillerle ıspatlanmakla, davalı-borçlu … adına tapuya kayıtlı iken davalı …’a satış ve devir yapılan taşınmazlar üzerinde tasarrufun iptali ile davacıya cebri icra yetkisi verilmesi yolunda davanın kabulü, Ancak halen 4. ve 5. kişiler olarak davalı gösterilen kişilerin üzerine kayıtlı taşınmazların devrinde borçlu ile aralarında muvazaa ilişkisini gösteren unsurlar çekişmeye uygun açıklıkta ve kesinlikte ıspatlanamadığından tapu siciline güvenen iyi niyetli kişiler olarak yorumlanarak adlarına kayıtlı taşınmazlara yönelik cebri icra yetkisi tanınması yolundaki davacı talep ve davasının reddine karar vermek yoluna gidilmiş, Bilirkişi raporu ile saptanan taşınmazın bedelleri karşısında cebri icra yolu ile davacı icra takibi dosyasındaki alacağının karşılanmaması halinde aciz belgesinde belirtilen 201.113,42 TL davacı alacağının davalı …’dan tazmin ve tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı …, …, …, …, …, … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Nisbi harca tabi davalarda, hükmü temyiz eden davalı vekilinin temyiz ilam harcının 1/4’nü peşin olarak yatırması gerekir. (10.5.1965 gün ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Temyiz eden davalı …, …, …, …, …, … vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde temyiz defterine kaydının yapılmış bulunmasına rağmen, peşin temyiz harcını eksik yatırdığı (maktu harç yatırıldığı), temyiz harç ve masraflarının yatırılması talepli 27.05.2014 tarihli muhtıra gönderildiği, muhtıranın 16.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 7 günlük kesin süre dolmasına rağmen temyiz harç ve gider avansının yatırılmadığı anlaşılmış, 1089 sayılı HUMK 434. maddesinin 3. fıkrası gereği temyiz isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
2-İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Davalı 3. kişi….’nın borçlu …’in halası olması, yasanın belirttiği anlamda akrabalık ilişkisinin bulunması sebebi ile dava konusu taşınmazın alacaklılardan mal kaçırma kasdı ile muvazaalı olarak devredildiği ispatlanmıştır. Ayrıca davalı 4. ve 5. kişilerin kötü niyetli olduğunun dosyadaki deliller ile ispatlanamadığı da anlaşılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine dair ek kararın ve (2) dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 12.877,46 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar …, …, …, …, …, …’dan alınmasına, 01/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.