YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2270
KARAR NO : 2014/3494
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/04/2011
NUMARASI : 2005/156-2011/224
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, asıl ve birleşen dosyalarda; müvekkiline kasko sigortalı araçta meydana gelen 400 TL çekici ücreti dahil toplam 43.400 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini belirterek bu meblağın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı C.. Y.. vekili, müvekillinin S. A H. isimli işletmenin müdürü olduğunu, davanın işletme aleyhine açılması gerektiğini, davanın D. P. Oteline ait otoparka bırakılan araç hasarına ilişkin olduğunu, aracın müvekkilinin çalıştığı işletmenin otoparkına bırakılmadığını, illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı H.. A.., 8.6.2005 tarihli oturumda, D. P. Otelinde çalıştığını sigortalının aracını otoparka bıraktığını, diğer davalı Tuna’nın araç ile içecek almaya gittiğini, dönüşte kaza yaptığını, otoparktan kendisi dışında Y. B., R. Ç. ve Cenk isminde bir şahsın sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dosyada dava Z.T. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin S. A H. adlı işyerini işlettiğini, aracın bu işyerine değil D. P. Otelinin otoparkına bırakıldığını, illiyet bağının olmadığını, ceza davasının derdest olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Nihal İnci Şenel vekili, süresinden sonra verdiği beyan dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, aracın D. P. Otelinin Otoparkına bırakıldığını, müvekkilinin Ship A. Hoy isimli işyerini diğer davalı Z. T.’a kiraladığını, sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davada davalı T.. E.. dışındaki davalılar yönünden davanın reddine, birleşen davanın reddine, davalı T.. E.. hakkındaki davanın kabulü ile 43.400 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile bu davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilince açıkça temyiz edilmemiş ise de; davalı C.. Y.. lehine mükerrer vekalet ücretine hükmedilmesi maddi hatadan kaynaklanmış olup mahkemece yerinde düzeltilmesinin her zaman mümkün bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. BK’nun 463. maddesinde düzenlenen vedia sözleşmesi (saklama sözleşmesi) ile saklayıcı, saklatanca kendisine bırakılan taşınır bir malı kabul etme ve onu güvenli bir yerde koruma borcu altına girer. Davacı davalı Y.. B..’in vedia sözleşmesinin kendisine yüklediği güven ve özenle koruma borcuna aykırı davranması nedeniyle oluşan zararını istemiştir. Davalı Y.. B.., tanık R.Ç.’in ifadeleri ile tüm dosya kapsamına göre davacıya kaskolu aracın D. P. Otelinin, otopark görevlisi Y.. B..’e, dava dışı sigortalı tarafından teslim edildiği, Yaşar’ın aracı otoparka parkettiği, anahtarını aracın üzerinde bıraktığı ve lavobaya gittiği, Yaşar’ın İstanbul’dan gelen arkadaşları T.. E.. ile H.. A..’ın üzerinde anahtarı bulunan araçta seyrettikleri sırada meydana gelen kazada aracın hasarlandığı anlaşılmıştır. Aracı, Yaşar’ın bilgi ve rızası dışında alınmış ise de; Y.. B.. aracı ve araç anahtarını muhafazada gerekli özeni göstermemiş, aracı aldığı gibi sahibine teslim etme borcunu yerine getirememiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı Y.. B..’in hukuki sorumluluğunun saklama borcunu kötü ifa etmiş olmasından kaynaklandığının kabulü ile bu çerçevede kusur durumunun değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu gibi bu davalı yönünden de davanın reddine karar verilmesi dğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.