Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/2258 E. 2015/9017 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2258
KARAR NO : 2015/9017
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili,davalı …. vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ….’ın eşi diğerlerinin annesi olan …’nun 23/01/2011 günü karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada davalı …’ın sürücüsü diğer davalının trafik sigortacısı bulunduğu aracın çarpması sonucu kısa süre tedavi gördükten sonra vefat ettiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ve olay nedeniyle manevi ızdırap çektiklerini belirterek müvekkili … için 25.000,00-TL maddi, 15.000,00-TL manevi, diğer davacılar için de ayrı ayrı 10.000,00- TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan, maddi tazminatın ise davalılar Gökhan ve ….’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 66.203,98-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığını, ölen kişinin asli kusurlu olduğunu,istenilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Şirketi vekili, kazaya konu aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından Karayolları Zorunlu Trafik Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili

şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusur oranı ve poliçe limiti ile oluşacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 16.550,99-TL destek tazminatının davalı … şirketi için dava tarihinden, diğer davalı için 23/01/2011 kaza tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile her bir davacı için 2.000,00-TL manevi tazminatın 23/01/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı …. vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan, davalı … vekilinin ve davalı …. Vekilinin ise (3) numaralı bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi,zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda, destekten yoksun kalan davacı …’nun desteğe ilişkin pasif dönem zararı asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise asgari geçim indirimi uygulanmış asgari ücretin esas alındığı görülmekle mahkemece, bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar, davalı … ve davalı …. vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının, 3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin ve davalı …. Vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı … AŞ ve …’ne geri verilmesine 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.