Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/22570 E. 2017/4866 K. 02.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22570
KARAR NO : 2017/4866
KARAR TARİHİ : 02.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –
Davacı vekili, harca esas değeri 15.237,17 TL göstererek, müvekkiline zorunlu trafik sigortalı aracın davalı sigortalı tarafından alkollü olarak kullanılması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralanan dava dışı şahsa 26.1.2012 tarihinde işgücü kaybı tazminatı ödendiğini, ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, %40 … inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, olayda kusuru olmadığını, davacının kusurunu ispat etmesi gerektiğini, inkar tazminatına da itiraz ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile; … Müdürlüğünün 2012/2484 Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, şartları oluşmakla asıl alacağın (6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik uyarınca) %20’si oranında 2.995 TL … inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, zorunlu trafik sigortacısı tarafından zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminatın sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2918 sayılı ….nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan “b-2” bendinde “alkollü içki almış olarak kandaki alkol
miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır. Ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının … ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Bununla birlikte Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden …’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir. O halde, zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
…’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.(Bkz. YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713, YHGK 14.05.2014 gün ve 2013/17-1098, 2014-644; YHGK 13.05.2015 gün ve 2013/17-2156, 2015/1338 sayılı ilamları)
Somut olayda, mahkemece münhasırlık hususunda bilirkişiden rapor aldırılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerin yer aldığı bir bilirkişi heyetinden kusur oranlarının, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli bir rapor aldırılması, sonucuna göre kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşmediğinin anlaşılması halinde davanın reddedilmesi, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiğinin anlaşılması halinde ise davacı tarafından ödeme yapılan dava dışı şahsın maluliyet durumunun tespiti için kazayla ilgili tedavi evrakları temin edilerek bir adli tıp kurumu uzmanından kaza tarihinde yürürlükte bulunan Sosyal … Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre rapor aldırılması, maluliyetin tespiti halinde bir hesap bilirkişisinden işgöremezlik zararı konusunda rapor aldırılarak sonucuna göre davacının rücu edebileceği miktara hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
2- Kabule göre de, alacak likit olmadığından davacının … inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine %20 oranında 2.995 TL … inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.