Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/22483 E. 2016/10510 K. 15.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22483
KARAR NO : 2016/10510
KARAR TARİHİ : 15.11.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu …’ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 1.3.2012 tarihinde annesi davalı …’a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun TBK’nun 19 ve İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, aciz belgesi sunulmadığını, takip konusu alacağın ipotekle teminat altına alındığını, takip konusu alacaklara ilişkin itirazın iptali davaları derdest olduğundan kesinleşmediğini, dava konusu taşınmaz üzerindeki davacının 250.000 USD ipoteğin davacıya ödendiğini 2.3.2011 tarihinde ipoteğin davacı tarafından kaldırıldığını, devrin davacının bilgisi dahilinde yapıldığını, protokol gereğince borç ödemesinin devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; İİK’nun 278 maddesi gereğince satışın anneye yapılması ve aşırı nispetsizlik bulunması nedeniyle muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Eldeki davanın dinlenebilmesi için borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması gereklidir. Somut olayda dava konusu 2012/2275 sayılı takip dosyasına yapılan itiraz üzerine Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesine açılan 2012/179 Esas sayılı, 2012/2180 sayılı takip dosyasına yapılan itiraz üzerine açılan Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/172 Esas- 2013/104 Karar sayılı itirazının iptaline ilişkin
davalarının derdest olduğu anlaşıldığından anılan dosyaların sonuçlanıp kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Diğer yandan dava konusu taşınmaz üzerinde davacı bankanın 24.11.2005 tarihli 250.000 USD ipoteği bulunmakta iken ipotek borcunun 2.3.2011 tarihinde ödenmesi üzerine davacı bankanın dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırdığı anlaşıldığından eldeki davayı açmakta hukuki menfaati bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar… ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 15.11.2016 gününde Üye … ve …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
.

-KARŞI OY-
Dava, İİK 277 maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, davacı,
a-Dava dışı … A.Ş’ne kullandırılan 23 adet kredi ile,
b-Yine dava dışı … A.Ş ile … A.Ş’nin … Bankası’ndan kullandığı kredi borcunun davacı tarafından temlik alınması nedeniyle alacaklı olduğunu, davalılardan …’ın her iki kalem borcun da müşterek borçlu müteselsil kefili olduğunu ve … aleyhine 404.212,30 TL ile 33.592.277,27 TL tutarında iki ayrı icra dosyasında kefaleti nedeniyle takip başlatıldığını, davalının mal kaçırmak amacıyla dava konusu gayrimenkul annesi olan diğer davalıya devrettiğini iddia ederek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Dava konusu 2505 ada 17 parselde kain 26 nolu B.B üzerinde davacı Banka yararına 24.11.2005 tarihinde 250.000 USD tutarında ipotek tesis edilmiş iken ipotek bedelinin ödenmesi nedeniyle 02.03.2011 tarihinde ipotek fek edilmiştir. İpotek belgesine göre, bu ipotek, dava dışı … A.Ş’nin …. Bankası A.Ş’den alacağı krediler ile doğmuş doğacak borçlarının teminatı için konulmuştur.
Davalı … hem dava konusu gayrimenkulunu … A.Ş’nin kullanacağı krediler nedeniyle ipotek vermiş, hemde bununla yetinmeyerek … A.Ş’nin borcuna ve ayrıca hem, … A.Ş’nin hemde … A.Ş’nin … Bankası’ndan kullandığı kredilere müteselsil kefil olmuştur. Davacı Banka, borçluların … Bankası’ndan kullandığı kredileri de temlik almıştır.
Davalı …, kredilerin teminatı olarak ipotek verdiğinden ipotek borçlusu olduğu gibi aynı zamanda bu kredilerin müteselsil kefilidir. Bu nedenle, davalı borçlu ipotek bedelini ödediğinde davacı alacaklı ipoteği fek etmek zorunda olduğundan ve ipoteği fek etmesine rağmen davalının kefaletine gidebileceğinden bu kez kefalet nedeniyle muvazaalı olarak gayrimenkulun devri halinde bu tasarrufun iptalini talep edebilecektir. Kaldı ki ipotek, …. Bankası’ndan kullanılan krediler nedeniyle verilmiş olup, davacının temlik aldığı … Bankası’ndan kullandırılan krediler nedeniyle verilmemiştir. Ancak davalı …, her iki bankadan kullandırılan kredilerinde müteselsil kefilidir.
Bu durumda, “ipotek borcunun ödenmesi üzerine davacı Banka’nın dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırdığı anlaşıldığından eldeki davada hukuki yararı bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddi gerektiği yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum. Zira, yukarıda da belirtildiği gibi ipotek tutarının ödenmesi üzerine banka ipoteği fek etmediği taktirde gayrimenkul sahibi açacağı bir eda davasıyla da ipoteğin fekkini sağlayabilecektir. İpotek bedelinin ödenmiş olması davacı Bankanın bakiye alacağı nedeniyle gerek asıl borçlu şirketlere, gerekse müteselsil kefillere gitmesine ve onların mal varlığından alacağını almasına engel değildir.
Bu nedenle, her iki Banka’nın kullandırdığı kredilerin 5411 sayılı Kanun’un geçici 13maddesinde gösterildiği üzere 26.12.2003 tarihinden önce kullandırılıp kullandırılmadığı, aciz belgesi gerekip gerekmediği, davacı Banka’nın dava dilekçesinde gösterilen alacaklarının kesinleşip kesinleşmediği ve İİK 277 vd maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerekleşmediği yönünde inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden ve mahkeme kararının bu yönlerden bozulması kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun davanın reddi gerektiğine dair kararına katılmıyorum.