Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/22320 E. 2014/19648 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22320
KARAR NO : 2014/19648
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ : Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/07/2014
NUMARASI : 2012/76-2014/309

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalının kasko sigortacısı olduğu müvekkiline ait aracın üzerinde iş makinesi yüklü olduğu sırada yolun çökmesi sonucu dereye yuvarlandığını ve araçta hasar meydana geldiğini, davalının rizikonun teminat kapsamında olmadığından bahisle hasar bedelini ödemediğini ileri sürerek, 10.000,00 TL hasar bedelinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kazanın sigortalı aracın ruhsatında belirtilen istiap haddinin aşılması nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle hasarın teminat dışı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, hasarın kasko sigortası genel şartlarının teminat dışı zararları düzenleyen A.5. Maddesindeki istiap haddinin aşılmasından meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde aracın aşırı yüklü olması haricinde başka bir kusurun belirlenemediği, meydana gelen zararın teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yargılama sırasında öncelikle trafik bilirkişisinden rapor alınmış, trafik bilirkişi raporunda kazada sigortalı aracın tonajının % 58 oranında aşıldığını
bildirmiş, alınan inşaat mühendisi bilirkişisi raporunda; “mevcut yolun uygun taşıma koşullarının sağlanması için uygun olmadığı, ancak ülkemizde yaygın olarak kullanılan taşıma yöntemleri ile iş makinesinin naklinin yapılabileceği bir yol olduğu” tespiti yapılmış, İstanbul Teknik Üniversitesinden seçilen bilirkişi raporunda ise, kazanın münhasıran aşırı yükten kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirleyebilmek için şevin kayma direncinin hesaplanması gerektiği belirtmiştir.
2-6100 sayılı HMK’nın 266. (1086 sayılı HUMK’nın 275.) ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, kusur ve hasar miktarının uzman bilirkişi aracılığıyla tespiti yapılmalıdır.
Her ne kadar mahkemece, zararın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de; alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.
Bu halde mahkemece zararın istiap haddinin aşılmasından ileri gelip gelmediği konusunda Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyetinde görevli uzman bilirkişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan açıklamalı, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.