Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/22296 E. 2017/4064 K. 17.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22296
KARAR NO : 2017/4064
KARAR TARİHİ : 17.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, trafik sigortası bulunmayan davalının idaresindeki aracın ölümlü trafik kazası yaptığını, aracın ZMSS poliçesi olmadığından ölenin hak sahiplerine davacı tarafından 102.410,00 TL. tazminat ödendiğini, ödenen bedelin kazada kusurlu olan davalı sürücü ile araç malikinden rücuen tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ödemesine dayanak kazada, ölenin kusurlu olduğunu, ceza soruşturmasında davalının % 50 kusurlu olduğunun raporla saptandığını, bu durumun dahi davalının itirazının haklı olduğunu gösterdiğini, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, alacak yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin de yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davalının … 8. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10535 sayılı takip dosyasındaki itirazının kısmen iptaline ve takibin 78.292,81 TL. asıl alacak ile 665,00 TL. faiz olmak üzere 79.557,81 TL. üzerinden devamına, fazla isteğin ve icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen, daha önce alınan bilirkişi raporlarını da irdelemek suretiyle belirleme yapan uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarar sorumlusu davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı aleyhine 102.410,00 TL. asıl alacak ve 870,48 TL. işlemiş faiz toplamı olan 103.280,48 TL. için icra takibi yapmış, davalının itirazı üzerine de temyize konu davayı açmış; mahkemece, 78.292,81 TL. asıl alacak ile 665,00 TL. faiz olmak üzere 79.557,81 TL. için davanın kabulüyle davalının itirazının iptaline hükmolunmuş; ancak davalı taraf lehine vekalet ücretine karar verilmemiştir.
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 12/1 maddesinde “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davalının davada kendini vekille temsil ettirdiği, davacının davaya konu ettiği alacak isteminin kısmen reddine karar verildiği gözetilerek, davalı lehine reddolunan miktar üzerinden hesaplanacak nisbi vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, davalı lehine eksik vekalet ücretine hükmolunması doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile (davalı tarafın talebiyle de bağlı kalınarak) hüküm fıkrasının 5. bendinin hükümden çıkartılarak yerine “karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereği, reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 2.743,20 TL. vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
aşağıda dökümü yazılı 1.327,60 TL fazla alınan temyiz temyiz harcının davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.