Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/22104 E. 2014/19658 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22104
KARAR NO : 2014/19658
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2008/50-2013/828

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, müvekkillerinden A.. S..’a ait, davacı H.. Ç..’in sevk ve idaresindeki ve davacı Z.. Ç..’in yolcu olarak bulunduğu motorsiklete çarparak, müvekkillerinden H.. Ç.. ve Z.. Ç..’in yaralanmasına ve davacı A.. S..’a ait araçta hasara sebebiyet verdiğini ileri sürerek, asıl davada davacı A.. S.. için 1.077,00 TL hasar bedelinin davalı E… İsviçre A.Ş.’den, davacı H.. Ç.. için toplam 10.000,00 TL geçici ve sürekli işgöremezlik kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar F… Obis ve A.. E..’den, davacı Zeliha için davalılar F… Obis ve A.. E..’den 5.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Birleşen davada ise; davacılar mükerrer olmamak kaydıyla davacı A.. S.. için 1.077,00 TL hasar bedeli ile davacı H.. Ç.. için toplam geçici ve sürekli işgöremezlik kaybı tazminatı 10.000,00 TL’nın davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı E.. A.. vekili, cevap dilekçesinde kaza tarihini kapsayan zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinin mevcut olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Yapı Kredi Sigorta A.Ş vekili, cevap dilekçesinde 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı A.. E.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia savunma ve toplanan delillere göre, davacı A.. S..’a ait motorsikletin hasarına ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davacı H.. Ç..’in adli tıp raporuna göre kaza nedeniyle kalıcı bir maluliyetinin bulunmadığı, kaza sebebiyle 10 gün iş ve gücünden kalabileceğinin bildirildiği ancak bu süreye ilişkin gelir kaybı olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı, davacı Z.. Ç..’in basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralandığı bu nedenle davacılar H.. Ç.. ile Z.. Ç..’in manevi zararlarının tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı A.. S..’ın temyizi yönünden yapılan incelemede:
1-6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820,00 TL’na çıkartılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davanın davacı Ali Sav yönünden reddine karar verilen 1.077,00 TL maddi tazminat yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı A.. S..’ın temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı H.. Ç.. ve Z.. Ç..’in temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede:
2-Yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre, davacı H.. Ç..’in kazadan dolayı fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 10 güne kadar uzayabileceği, bu süre zarfında mesleğini icra
edemeyeceği bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece, aktüerya bilirkişisinden davacı H.. Ç..’in 10 günlük geçici iş göremezlik süresi için talep edebileceği tazminat miktarının hesaplattırılıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, karar verilmesi doğru değildir, bozmayı gerektirmiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı Hüseyen Çelik ve Zeliha Çelik için olayın oluş şekli ve yaralanmanın niteliğine göre hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin davacı A.. S.. yönünden temyiz isteminin reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin davacı H.. Ç.. ve davacı Z.. Ç.. yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.