Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/21237 E. 2017/4044 K. 17.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21237
KARAR NO : 2017/4044
KARAR TARİHİ : 17.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı … vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 17/09/2006 tarihinde davacı …’ın kızı …’a karşıdan karşıya geçerken davalı … yönetimindeki aracın çarptığını belirterek 25.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili; davalının maliki ve sürücüsü olduğu, davalı …. tarafından sigortalı araçla davacı yaya …’a kusurlu şekilde çarparak malul kalmasına neden olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı her davacı için 500 TL olmak üzere şimdilik toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı) müştereken ve müteselsilen; … için 30.000 TL, anne …için 10.000
TL, kardeşler…ve … için 5.000’er TL ve nişanlısı… için 5.000 TL olmak üzere toplam 55.000 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili 14/05/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile; 500 TL tazminat taleplerini rapor doğrultusunda davalı …. bakımından sigorta poliçesindeki limiti olan 50.000 TL ile sınırlı olmak üzere davanın değerini 172.820,25 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili; davalının kazada kusurunun olmadığını, bu nedenle kendisine kusur ve sorumluluk yükletilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili; olay tarihinden itibaren yasal faiz talebinin yasaya aykırı olduğunu ve davalı şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesinde belirtilen limitle sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece asıl davada davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den olay tarihi olan 17/09/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine; birleşen davada davacı …’ın maddi tazminat davasının kabulü ile 172.820,25 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … şirketinin poliçede yazılı limiti dahilinde sorumlu olması kaydıyla sigorta şirketi bakımından 500,00 TL’lik kısmı için 31.07.2007 dava tarihinden itibaren, 49.500,00 TL’lik kısmı için 14/05/2009 ıslah tarihinden itibaren, diğer davalı … bakımından ise 17/09/2006 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile bu davacıya ödenmesine, diğer davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine; birleşen davada davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 10.000 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 500,00 TL, davacı … için 500,00 TL manevi tazminatın 17/09/2006 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile bu davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, diğer davacı …’ın manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleştirilen davada davalı … vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, asıl ve birleştirilen davada davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu uğranılan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır…., K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, kaza tarihi, yaralanmanın niteliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumularına ilişkin hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacılar için takdir olunan manevi tazminatların az olduğu görülmüş ve manevi tazminat miktarı bir miktar artırılmak suretiyle hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleştirilen davada davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 9.724,92 TL kalan harcın asıl ve birleştirilen davada davalı …’den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 17/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.