Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/21185 E. 2014/17821 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21185
KARAR NO : 2014/17821
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2013/794-2013/979

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, maddi hasarlı trafik kazası sonucu, dava dışı taraf ile aralarında anlaşarak kaza tespit tutanağı düzenlediklerini, kusur oranı belirlenmemesine rağmen Tramer kaza tespit tutanağında kendisine %100 kusur izafe edildiğini ileri sürerek, kaza tespit tutanağının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının karıştığı trafik kazasından dolayı kurumlarınca tanzim edilen bir belgenin olmadığını, taraf sıfatlarının bulunmadığını, husumetin Tramer’e yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kusur oranına itiraz mahiyetinde olduğu kabul edilerek, bilirkişi raporu ile belirlenen kusur oranının tespitine dair verilen karar davalı tarafın temyiz istemi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27.05.2013 gün, 2012/11210 E, 2013/9976 K, sayılı ilamı ile “davacı, davalı idare tarafından tanzim edildiğinin ileri sürdüğü kaza tespit tutanağındaki kusur oranının hatalı belirlendiğini belirterek, davalı idarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemine dayandığına göre, bu tür isteklerin, idari yargı yerinde ileri sürülmesi gerektiği, yerel mahkemece, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın görülmesinin idari yargının görevinde kaldığı gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın Sakarya Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne gönderilmesi karar verilmiş, mahkemece aynı tarihli ek karar ile feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ek karar ve karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile tanzim edilen Tramer kaza tespit tutanağının iptalı istemine ilişkindir.
1-Davalının ek karara yönelik temyizinde;
Mahkemece uyuşmazlıkla ilgili 19.9.2013 günlü karar verildikten sonra davacının aynı tarihli başvurusu üzerine bu kez mahkemece ek kararla feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 19.9.2013 günlü kararla, dosyadan el çekildiğinden mahkemenin yeniden dosyayı ele alarak yazılı şekilde ek kararla hüküm kurması usul hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden ek kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Davalının asıl karara yönelik temyiz incelemesinde;
Yerel mahkemenin 19.9.2013 günlü kararı yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddi niteliğinde olup bu halde kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti tayini gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme sonucu davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle 24.9.2013 günlü ek kararın, 2 nolu bentte açıklanan nedenle de 19.9.2013 günlü kararın BOZULMASINA 4.12.2014 gününde Üye A.Ş.Sertkaya’nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-

Davacı trafik kazası nedeniyle tanzim edilen kaza tesbit tutanağının iptali istemi ile eldeki davayı 2.3.2011 günü açmıştır. Temyize konu hüküm ise asıl kararda 19.9.2013 günü verilmiştir. Mahkemece bozma ilamı uyarınca aynen “mahkemenin görevsizliğine talep halinde dosyanın Sakarya Nöbetçi İdare Mahkemesine gönderilmesine” biçiminde usule uygun olmayan bir karar verilmiş, aynı gün (havale tarihine göre) davacı davadan feragat etmiştir. 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK 310.maddesi ile HUMK’nun da bulunmayan yeni bir düzenleme getirilmiş, feragat ve kabulün zamanı bu düzenlemeye göre hükmün kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği öngörülmüştür. Bu düzenleme karşısında, karşı tarafın kabulüne de bağlı olmayan tek taraflı irade ile uyuşmazlığı sona erdiren feragat beyanına dayanarak makemece ek kararla davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Sayın çoğunluğun yazılı gerekçe ile ek kararın bozulması görüşüne katılmadığım gibi, feragat beyanının asıl kararın temyiz incelemesinde de gözönüne alınmadan asıl kararında ücreti vekalet nedeniyle bozulması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.