Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/21171 E. 2017/3912 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21171
KARAR NO : 2017/3912
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 26.10.2006 tarihinde müvekkillinin kullandığı araç ile seyir halindeyken davalılardan … Tarım Ürünleri Sanayi ve Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı, davalı … şirketince sigortalanmış ve diğer davalı … yönetimindeki … plaka sayılı kamyon ile kaza yaptıklarını, kaza sonucu tutulan kaza tespit tutanağına göre …’in kırmızı ışıkta durmadığından ötürü asli kusurlu olduğunu, kaza sonucu davacının sağ kolunu kullanamadığını, olay sonrası 2 kez ameliyat geçirdiğini ve koluna platin takıldığını belirterek tüm davalılar aleyhine 150 TL tedavi gideri, 300 TL geçici iş göremezlik zararı, 300 TL maluliyet zararı, 250 TL ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zarar için olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın ve 15.000,00 TL manevi tazminatın 26.10.2006 tarihi olan kaza tarihi itibariyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. … Ürünleri San. ve Tic.Ltd Şti. vekili, davalı şirket aracının sürücüsü olan İsmail’in kırmızı ışıkta durmadığı iddiasını kabul etmediklerini, ceza mahkemesi dosyası sonucunun beklenmesi gerektiğini, maddi ve manevi tazminat yönünden taleplerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.160,94 TL işgücü kaybından doğan maddi tazminatın olay tarihi olan 26.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …. … ürünleri Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK.’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan tarihten sonra verildiğinden davalı yönünden kabul edilen maddi tazminat miktarı olan 1.160,94 TL yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, …’in maddi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı …’in aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olay tarihi, olayın ağırlığı gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …’in maddi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin bu yöndeki mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …’in sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’e geri verilmesine 11/04/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.