Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/21167 E. 2014/17824 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21167
KARAR NO : 2014/17824
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/06/2014
NUMARASI : 2013/243-2014/140

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı İ.. M.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkile ait aracın davalıların sürücü, işleten, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu hasarlandığını, kazanın oluşmasına davalı İ.. M..ne ait logardan yola çıkan atık su ve kaygan sıvının sebebiyet verdiğini ileri sürerek, 18.156,00 TL hasar bedelinin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacı aracına çarpan araç sürücüsünün kusurlu olmadığı gerekçesiyle davanın davalılar İçişleri Bakanlığı, A.. Ö.. ve M.. A.. yönünden reddine, davacının davalı İSKİ aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 14.200,00 TL tazminatın davalı İ.. M..’nden 18.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı İ.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1- 6100 sayılı HMK’nın 297/1-2.maddesi uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda kısa kararda “davalı İSKİ aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile taleple bağlılık kuralı dikkate alınarak 15.800,00 TL tazminatın davalı İ.. M..nden 18.05.2013 tarihinden itibaren değişken oranda yasal faiziyle birlikte tahsiline,” karar verildiği, gerekçeli kararda ise “Davalı İSKİ aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile taleple bağlılık kuralı dikkate alınarak 14.200,00 TL tazminatın davalı İ.. M..nden 18.05.2013 tarihinden itibaren değişen oranda yasal faiziyle birlikte tahsiline” karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere kısa karar ile gerekçeli karar uyumlu olmayıp, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı İSKİ vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı İSKİ vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı İ.. M..’ne geri verilmesine 4.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.