Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/21091 E. 2017/3831 K. 10.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21091
KARAR NO : 2017/3831
KARAR TARİHİ : 10.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 28/08/2013 tarihinde davacının eşinin yolcu olarak bulunduğu ve davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında davacının murisi eşinin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.00,00 TL”nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili; 29.04.2014 tarihli dilekçe ile dava değerini 62.657,99 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; olayda hatır taşımasının değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 50.126,40 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacının eşinin yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada vefat ettiği anlaşılmıştır. Davalı, desteğin araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle hatır taşıması olduğu iddiasında bulunmuştur.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nun 51 ve 52. maddeleri (BK.nun 43 ve 44.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Hazırlık aşamasındaki …’ün 14.11.2013 tarihli beyanında, olay günü araçta yolcu olarak bulunan davacının desteği mütevaffa …’in davalıya trafik sigortalı aracın sürücüsü …’ün halası … …’in oğlu olduğu, sürücünün mahkemedeki beyanında da müteveffanın karakolda yapacağı şikayet işlemi için yapılan seyahatten dönerken kazanın olduğu belirtilmiştir.
Kazada ölen yolcu, davalıya trafik sigortalı aracın sürücüsünün halasının oğlu ise maddi ve manevi menfaatin bulunmadığı bu taşımada hatır taşıması bulunmadığı kabul edilmelidir. Hatır taşımasından söz edebilmek için, taşımanın menfaat karşılığı olmaması gerektiğinden, müteveffa ve sürücünün arasındaki akrabalık bağı araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece sadece sürücünün müteveffa Halis’in dünürlerini şikayet için karakola götürdüğü ve dönüşte kaza yaptığı beyanı ile Halis’i hatır için taşıdığının anlaşıldığı gerekçesiyle tazminattan indirim yapılmış olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.