Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/20909 E. 2017/3199 K. 27.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20909
KARAR NO : 2017/3199
KARAR TARİHİ : 27.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı … A.Ş. vekili, davalı …Ş. Vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacıların tatillerini geçirmek için geldikleri davalı … Otelin’de otel ile anlaşması olan …. Firması ile rafting turu anlaşması yapıldığını, sürücünün dahili davalılar murisi … olan turu düzenleyen şirketin aracı ile yaptıkları kazada davacıların ağır derecede yaralandığını, olay tarihinde kazayı yapan aracın trafik zorunlu mali sorumluluk sigortası ile …. (Genel) Sigorta A.Ş.’ye, birleşik sigorta ile davalı … A.Ş.’ye ve zorunlu taşıma sigortası ile davalı …Ş.’ye sigortalı olduğunu, aracın malikinin davalı
… olduğunu belirterek davacıların uğradığı iş güç kaybı nedeniyle … için 2.000 TL, …. için 4.000 TL, …. için 5.000 TL maddi, davacılar … ve …. için ayrı ayrı 20.000,00 TL, … için 40.000,00 TL ve …. için 60.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketleri yönünden poliçe sorumluluk limiti ile sınırlı olarak) tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili; 05.12.2013 tarihinde dava değerini toplamda 493.106,72 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … Tur Tic A.Ş. vekili; husumet ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, …. … düzenlediği tur ile kendilerinin ilgisinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı … A.Ş. vekili; taşımacılık hasarlarında öncelikli olarak taşımacılık zorunlu ferdi sigortasının ödeme yapacağını, bu sigorta miktarını aşması halinde zorunlu mali sigortasının devreye gireceğini, ancak zararın ferdi kaza sigortasını aşmadığından kendilerinin sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. Vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini ve istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; zararın öncelikle taşımacılık sigortasından karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Turizm İşl.ve Tic. Ltd Şti (…. Turizm) vekili; kendilerinin davacılara rafting turu satmadıklarını ve bir anlaşma yapılmadığını, davacıların dosyaya sundukları rezervasyon fişinin kendilerine ait olmadığını dolayısıyla olay ile bir ilgilerinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalılar murisi …. ve davalı … ortak imzalı verdikleri dilekçe ile; aracın bütün sigortalarının yapıldığını, kusuru kabul etmediklerini, davacıların …. Tur denen … Turizm Firması tarafından kendi araçlarına verildiğini, yol boyunca gerçekleşen zararlardan davalı … … ve sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıların davasının davalılar … Turizm yönünden husumet yokluğu nedeniyle; … Otelcilik yönünden zarar ile illiyet bağının bulunmaması nedeniyle reddine; davacı …’un davasının 253,64 TL maddi tazminat ve 5.500 TL manevi tazminat yönünden, davacı ….’in davasının 297.243,55 TL maddi tazminat ve 15.000 TL manevi tazminat yönünden, davacı…’nin davasının 96.334,35 TL maddi tazminat ve 8.000 TL manevi tazminat yönünden kabulü ile bu miktarlara olay tarihi olan 08/07/2006 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar …., … Genel Sigorta, Birlik Sigorta, … Sigorta ve dahili davalılardan maddi tazminat yönünden müştereken ve müteselsilen, manevi tazminat yönünden davalı … ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketlerinin sorumluluğunun sigorta poliçesinde ki limit ile sınırlı tutulmasına; davacı….’in davasının 5.000 TL manevi tazminat yönünden kabulü ile bu miktarlara olay tarihi olan 08/07/2006 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı … ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; davacıların geri kalan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine; maddi tazminat yönünden davalı … şirketlerinin sorumluluğunun sırayla …. Genel Sigorta, sonra Birlik sigorta ve daha sonra …. Sigortadan tahsil edilecek şekilde belirlenmesine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili, davalı … A.Ş. vekili, davalı …Ş. Vekili, davalı …. Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına göre, mahkemece hükme esas alınan 30.04.2014 tarihli hesap bilirkişisi raporunun davalı …Ş. (… Sigorta A.Ş.) vekiline 21.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu fakat rapora karşı itiraz süresi dolmadan 29.05.2014 tarihinde davanın esası hakkında karar verilmiş olduğu görülmektedir.
T.C. Anayasası’nın 36/1 maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” hükmü düzenlenmiştir. Yine 6100 Sayılı HMK’nın 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu
hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür. Bu husus da usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir.6100 Sayılı HMK’nın 280/1 maddesi “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” hükmünü amirdir.
Somut olayda, davalı …Ş. (…. Sigorta A.Ş.) vekiline mahkemenin hükme esas aldığı tazminat hesabı bilirkişi raporu 21.05.2014 tarihinde davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak rapora karşı varsa itirazları alınmaksızın, iki haftalık itiraz süresi dolmadan 29.05.2014 tarihli celsede davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporlarının davalıya usule uygun şekilde tebliğ edilmesi sonrasında itiraz süreleri beklenerek davalıların itiraz hakkını kullanması sağlanmak suretiyle savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalıların itiraz ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. (… Sigorta A.Ş.) vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu
bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bu aşamada davacılar vekili, davalı … A.Ş. vekili, davalı …Ş. vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar, davalılar …. Sigorta A.Ş, …. Sigorta A.Ş ve …. Sigorta A.Ş ve …’ne geri verilmesine 27/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.