Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/20506 E. 2014/16057 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20506
KARAR NO : 2014/16057
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Mersin(Kapatılan) 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2014/110-2014/105

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı Hasan’ın işleteni, davalı İbrahim’in sürücüsü, davalı sigorta şirketinin trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu araç ile Mersin Emniyet Müdürlüğü’ne ait olup davalı (görevli) A.. E.. idaresindeki araçların sürücülerin kusuruyla çarpışması sonucu davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini ileri sürerek, 21.304,27 TL araç hasar bedeli, 600,00 TL araç kiralama bedeli ve 605,80 TL tespit giderinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı sigorta şirketi hakkındaki dava tefrik edilip ayrı bir esasa kaydedildikten sonra, evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden sonra yasal süresinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Mersin Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın karşı aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı ile davacının kendi sürücüsünden tazmini istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiş, 1483 ve devamı maddelerinde de “zorunlu sorumluluk sigortaları” ile ilgili hükümlere yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde ise usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.
T.B.K. 61.maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü öngörmektedir.
Somut olayda, istemin trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminata ilişkin olduğu, davanın Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı ve anılan mahkemece de davalı M.. Genel Sigorta A.Ş. aleyhine açılan dava yönünden dosyanın tefrik edildiği, araç işleteni ve sürücüler hakkındaki dava devam ettirilerek Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar dosya sigorta şirketi yönünden tefrik edilmiş ise de, davalı sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücülere karşı birlikte açılan ancak sonrasında tefrik edilen davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre usul ekonomisi açısından, davanın tefrik kararı verilmeksizin Asliye Ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden usul ekonomisine aykırı olarak yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.