Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/20361 E. 2017/2593 K. 13.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20361
KARAR NO : 2017/2593
KARAR TARİHİ : 13.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı …Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 03/01/2009 tarihinde davalı …’nın işleteni ve sürücüsü olduğu araç ile davacılardan … ve …’nin oğlu, diğer davacıların kardeşi olan …’ın sürücüsü olduğu aracın yaptıkları kazada …’ın vefat ettiğini, davacıların maddi ve manevi yönden zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla baba …, anne … ve kardeşler …, …. ve….’ın her biri için 1.000,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve hukuksal yollar için harcanan giderler, hem de tedavi giderleri için 1.000,00.-TL maddi tazminat ve davacılardan … ve….’nin her biri için 5.000,00.-TL, diğer davacıların her biri için 3.000,00.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini, davalı …. Sigorta A.Ş.’nin yapmış olduğu ödeme miktarının mahsubunu talep etmiştir. 17/10/2011 havale tarihli dilekçesi ile sehven talep etmedikleri yasal faizin de kaza tarihinden itibaren hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davacılar vekili 18/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini davacı … için 7.766,74.-TL ve davacı … için 8.177,19.-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; davaya bakmakta …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu, davacı kardeşlerin destek tazminatı talep edemeyeceğini ve davalı şirket tarafından yapılan 7.303 TL ödemenin dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; kusuru kabul etmediklerini, davacıların bir anne ve babadan veya evlilik içinde doğup doğmadıkları hakkında şüphe bulunduğunu, kayıtlardaki olağan dışılığın dikkatlerden kaçırılmaması gerektiğini ve kardeşlerin birbirine bakma yükümlülüğünün bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacılardan … için 9.177,19.-TL, … için 8.766,74.-TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine, bu miktara davalı … yönünden olay tarihi olan 03/01/2009, davalı … şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına; diğer davacılardan …, … ve ….’ın maddi tazminata yönelik talepleri ile 1.000,00.-TL hukuksal yollar için harcanan gider ve tedavi gideri olarak ileri sürülen maddi tazminat taleplerinin reddine; manevi tazminata yönelik taleplerin kısmen kabulü ile davacılardan … için 4.500,00.-TL, … için 4.500,00.-TL, davacılardan …, …, …, …, …, …, …, … ve …’in her biri için 2.500,00.-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03/01/2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’ndan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı …Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davalı … vekilinin tüm ve
davalı …Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Bu nedenle mahkemece söz konusu 27.07.2009 tarihinde yapılan 7.303,00 TL tutarında ödeme dekontu ve 01.07.2009 tarihli ibranamenin geçerliliği tartışılmadan ve davalının sorumluluğunun sona erip ermediği değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin tüm ve davalı …Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.533,01 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …ne geri verilmesine 13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.