Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/20345 E. 2014/17044 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20345
KARAR NO : 2014/17044
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2013/250-2014/218

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı Antalya Büyükşehir Belediyesi hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı M.. B.. hakkında açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı M.. B.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araçta meydana gelen 2.950 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalıların aracın hasarlanmasına sebebiyet veren yola sarkan ağaçlar sebebiyle herhangi bir uyarıcı levha ve işaret koymadıkları, önlem almadıkları için %75 oranında kusurlu olduklarını, davalılar hakkında kusur oranına isabet eden 2.212,50 TL’nın ferileriyle birlikte tahsili için icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, Antalya 1. İdare Mahkemesine dava açıldığını, davaya bakmanın Adli Yargı Mahkemelerine ait olması sebebiyle görevsizlik kararı verildiğini, bu kararın Danıştay 10.Dairesince onandığını belirterek 2.212,50 TL’nın ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı M.. B.. vekili, İdari Yargı Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, olay yerinin Botanik bahçesi içinde kaldığını, müvekkilinin yetki ve sorumluluğunda bulunmadığını, Antalya Orman İşletmesi tarafından 13.8.2004 tarihinde müvekkilinden geri alma tutanağı ile teslim alındığını, müvekkiline husumet düşmediğini, hasarı kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı A.. B.. vekili, kusuru kabul etmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu edilen çam ağacının ara sokakta kaldığını, müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, söz konusu yerin diğer davalı Muratpaşa Belediyesinin yetki ve sorumluluğunda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı Antalya Büyükşehir Belediyesi hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı M.. B.. hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 2.193 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle bu davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı M.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK’nun 6099 sayılı Yasa’nın 14.maddesi ile değişik 110.maddesinde, “işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür” hükmü yer almaktadır. Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı M.. B..’na, 2918 sayılı KTK’nun 10/b maddesinde, yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik güvenliği ve düzenini sağlayacak durumda bulundurmak, karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin oluşacak zarardan dolayı idarenin özel hukuk kurallarına tabi olacağı sonucu çıkarılamaz. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince, hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden, idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen, 2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85. vd. maddelerinde, araç işleteninin sorumluluğu düzenlenmiş olup, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
Somut olayda, davalı tarafın, yola sarkan ağaçlar sebebiyle herhangi bir önlem almadıkları, uyarıcı levha ve işaret koymadıkları sebebiyle kusurlu olduklarından bahisle dava açılmıştır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
Bu durumda mahkemece, davalı M.. B.. yönünden idari yargının görevli olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı M.. B.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre adı geçen davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı M.. B..na geri verilmesine 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.