YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20338
KARAR NO : 2014/19197
KARAR TARİHİ : 22.12.2014
MAHKEMESİ : Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2006/76-2013/405
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili nezdinde kasko sigortalı 34…. ve 06 … plakalı araçların, davalıların sürücü, işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı oldukları
araçların zincirleme biçimde sebep oldukları kaza nedeniyle hasarlandıklarını, her iki araç hakkında da pertotal işlemi uygulanarak 34 … plakalı araç için sigorta ettirene 41.400 TL ödendiğini, aracın hasarlı olarak 18.760 TL’ye satıldığını, 2.264 TL’nin davalının sigortasından karşılandığını, bakiye 19.244 TL’nin tahsili gerektiğini; 06 … plakalı araç için sigorta ettirene 20.000 TL ödendiğini, aracın hasarlı olarak 10.500 TL’ye satıldığını, 2.375 TL’nin davalının sigortasından karşılandığını, bakiye 7.125 TL’nin tahsili gerektiğini belirterek; asıl davada, 34 … plakalı araç için bakiye 19.244 TL’nin, birleşen davada 06 … plakalı araç için bakiye 7.125 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu kazanın davacının sigortalısı olan aracın sürücüsünün kusuru ile meydana geldiği, diğer sürücülerin kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; 2006/76 Esas sayılı asıl davada verilen hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, TTK.’nun 1301. maddesine (6102 sayılı TTK.’nun 1472/1. md.) dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında, 9 aracın karıştığı kazada, 34 ….plakalı davalı araç sürücüsü H.. A..’ın %70, davacıya sigortalı 34 … plakalı araç ile birlikte diğer davalı araç sürücülerinin %5’er oranında kusurlu oldukları belirtilmiş, Bolu 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/674 Esas- 2012/681 Karar sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda ise davalı araç sürücüsü H.. A..’ın 6/8, S.. K..’in 2/8 oranında kusurlu oldukları, diğer sürücülerin kusursuz olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, kusur oranlarının tespiti için İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, raporda; sigortalı araç sürücüsünün
jandarma ifadesinde, “kaza yerinde yolu kapatan 54 … plakalı bir kamyonun durmakta olduğu, aracı görür görmez frene basmasına ve sağa kaçmasına rağmen kamyonun sol arka tekerlek kısmına çarptığı”nı beyan ettiği; 54 … plakalı kamyondan kaza tutanağında bahsedilmediği, buna göre kamyonun kaza yerini terk ettiğinin anlaşıldığı; sigortalı araç sürücüsünün bizzat kendisinin kavşakta durmuş olan 54 … plakalı kamyona çarptığını beyan etmesi karşısında, sisli havada yol ve görüş şartlarına göre süratli seyreden, emniyetli sürüş mesafesi bırakmayan davacı sigortalısının tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin sigortalı araçtaki hasarda doğrudan bir rolleri ve kusurlarının sabit olmadığı kabul edilmiş ve bu rapor hükme esas alınmıştır.
Kusur konusunda alınan, İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinin raporu ile ceza davasında alınan Adli Tıp Kurumu bilirkişi raporu ve kaza tespit tutanağında belirlenen kusur oranları tamamiyle birbirinden farklı olup, bu farklılık nedeniyle ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi gerekir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, tarafların davaya konu trafik kazasındaki kusur durumlarının tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporları, ceza dosyası ve diğer tüm delillerin irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, rapor alınarak ve daha önce alınan raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.