Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/20146 E. 2014/16093 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20146
KARAR NO : 2014/16093
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2013/209-2014/428

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekiline ait aracın, davalılardan H.. E..’in maliki, H.. İ..’nın sevk ve idaresindeki aracın asli kusurlu olarak çarpması sonucu hasarlandığını belirtip, fazlaya ilişki hakları saklı kalmak üzere 10.370,00 TL tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı H.. İ.., kusura ve hasar miktarına itiraz ettiğini bildirmiştir.
Davalı H.. E.. cevap vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile 4.068,00 TL’nin 31.12.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kaza tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belge niteliğindedir. Kaza tespit tutanağında belirtilen olgu ile bilirkişi raporunun çelişmesi halinde bu çelişkinin giderilmesi gerekir. Somut olayda resmi görevlilerce düzenlenen 31.12.2012 tarihli kaza tutanağında davalı araç sürücüsünün doğrultu değiştirme manevralarını hatalı yapması nedeniyle tam kusurlu olduğu, dava dışı diğer araç sürücüsünün ise kusurunun olmadığı tespit edilmiştir.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan ve hükme esas alınan 21.05.2014 günlü bilirkişi raporunda ise davacı araç sürücüsünün kusursuz, davalı araç sürücüsünün KTK’nun 67/a maddesinde düzenlenen park etmiş araçların arasından çıkarken uyması gereken kurallara uymadığı için % 40, dava dışı araç sürücüsünün ise Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 135.maddesindeki park etme ve duraklama sırasında gerekli önlemleri almaması nedeniyle %60 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Yine davacıya ait araçta hasar tazminatı ile ilgili olarak Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/12 Değişik İş sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda kaza sırasında 1 yaşında olan araç için % 2 amortisman ve hurda tenzili 132,52 TL olarak saptandığı halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda % 5 civarında olmak üzere amortisman ve hurda tenzili olarak 333,52 TL hesaplanmıştır.
Kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu arasındaki kusur oranları arasındaki çelişki ile amortisman ve hurda bedeli yönünden tespit bilirkişi raporu ile bilirkişi raporu arasındaki çelişkilerin giderilmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurumlardan seçilecek kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişiden dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı ve önceki bilirkişi raporunun da irdelendiği tarafların olaydaki kusur durumları ve kaza sonucu araçtaki amortisman ve hurda bedelinin tespiti yönlerinden ayrıntılı, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasında kusur yönünden ortaya çıkan ve yine tespit dosyasındaki bilirkişi raporu ile yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu arasında amortisman ve hurda bedeli yönünden beliren çelişkiyi gideren bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de ;
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre,davalı araç sürücüsü % 40, dava dışı araç sürücüsü % 60 oranında kusurlu bulunmuş olup,mahkemece de, davalılar araç işleteni ve sürücüsü % 40 kusur oranına göre sorumlu tutulmuştur.
Oysa, dava, tam kusura dayanılarak açılmış olup, tek bir olaya bağlı aynı haksız eylemden değişik hukuki nedenlerle sorumlu olanlardan her biri, BK.nun 50. ve 51. ( 6098 sayılı BK’nun 61 ve 62. md.) maddeleri uyarınca, zarardan müteselsilen sorumludurlar. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, aynı Kanunun’un 141. (6098 sayılı BK’nun 162. md.) maddesine göre, borcun tamamından sorumludurlar. Nitekim, 2918 sayılı KTK.nun 88/1 nci maddesinde, trafik olayı nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür.Sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre birbirlerine rücu hakkı da esasen mevcuttur.Davacının sürücüsünün müterafik kusuru bulunsa idi, ancak o takdirde, aynı Kanun`un 86/2 nci maddesi uyarınca, zarar miktarından bu kusur oranına göre indirim yapılması mümkün olacak idi.
Davacının sürücüsünün müterafik kusurunun bulunmadığı somut olayda, bilirkişi raporu ile belirlenen zarar miktarının tamamından, mahkemece, davalıların sorumlu tutulması gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.