Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/19850 E. 2014/16458 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19850
KARAR NO : 2014/16458
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2014
NUMARASI : 2013/50-2014/322

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL.’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş; 21.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 22.000,00 TL. daha artırarak toplam 23.000,00 TL. tazmini istemiştir.
Davalı vekili, davacının sürücünün kim olduğunu, olay sırasında alkollü olup olmadığını, oluş şeklini, hasarın teminat kapsamında kaldığını ispat etmek durumunda bulunduğunu, gerçek zarardan sorumlu olduklarını, kaza tarihinden faiz istenemeyeceğini, ıslah talebinin zamanaşımına uğradığını, araçtan alınan doku örneklerinin sürücü olduğu ileri sürülen M.. D..’na ait olup olmadığı hakkında yapılan inceleme sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 23.000,00 TL. alacağın, 1.000,00 TL’sının dava tarihinden, 22.000,00 TL.’sının ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına 6102 sayılı TTK’nun 1410. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409. maddesi hükmü gereğince kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanmasının, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.Ş. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olmasının gerekmesine, somut olayda ispat yükümlülüğü sigorta şirketinde olup davalının rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ve bu gerçekleşme şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle ispatlayamamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından, davalı sigorta şirketi aleyhinde açılan alacak istemine ilişkindir.
Kasko sigorta poliçesi Genel Şartlarının B.3.3.1.2.1. maddesi hükmü uyarınca “onarım masrafları, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur.” hükmü öngörülmüştür. Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere davalı sigorta şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup sigorta ettiren, sigortalı araç hurdasının kendisine verilmesini istemedikçe, sigortacı tarafından hasarlı araç sigorta ettirenin uhdesinde bırakılıp hurda bedelini tazminattan düşmesi olanaklı değildir. Zira, kasko sigortasında aslolan amaç, zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır. Araç hurdasının kimin uhdesinde bırakılacağı konusunda seçimlik hak davacı sigortalıya aittir. Hasarlı aracın davacı sigortalı uhdesinde kalması halinde, belirlenen piyasa değerinden sovtaj değeri mahsup edilerek davalının sorumlu olacağı gerçek zarar tespit edilmelidir. Aksi halinde ise, davacı sigortalı, hasarlı aracın, davalı sigortacıya mülkiyetinin geçirilmesi hususunda gerekli yükümlülükleri yerine getirmelidir. Bu durumda, aracın olay tarihindeki 2. el piyasa rayiç değerinin davacı sigortalıya ödenmesi gerekir.
Somut olayda, davacıya ait aracın pertinin uygun olduğu, piyasa rayicinin 23.000,00 TL., sovtaj bedelinin 10.000,00 TL. bulunduğu tespit edilmiştir. Dosya kapsamından, hasarlı aracın kimin uhdesinde bulunduğu anlaşılmamaktadır. Davalı vekili, araç hurdasının da davacıda olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, hasarlı aracın kimin uhdesinde bulunduğunun tespit edilmesi, daha sonra davacı taraftan araç hurdasının kimin uhdesinde bırakılacağı hususunda seçimlik hakkının sorulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bente açıklanan nedenlerle davalı A.. Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı A..Sigorta A.Ş.’ye geri verilmesine 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.