YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19691
KARAR NO : 2014/14136
KARAR TARİHİ : 23.10.2014
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/163-2013/537
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı D.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, sürücüsü olduğu araca davalının oğlu olan Y.Ö.idaresindeki araçla arkadan çarpması sonucu hasarlanmasına neden olduğunu, davalının zararın karşılanması için 3.600,00.-TL ödemeyi taahhüt ettiğini ancak ödemede bulunmadığını belirterek 3.600,00.-TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı Z.. Ö.. vekili, davalının kazaya karışan aracın sürücü ya da işletini olmadığını ve pasif dava ehliyeti olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının hasara uğrayan aracın maliki olmadığı, dava açma hakkını araç malikine ait olduğu gerekçesi ile davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazası sonucu davacının sürücüsü oluduğu araçta meydana gelen hasarın tazmini istemine ilişkindir.
Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığından doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs.) elinde bulunduran kişi, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmekle yükümlü olup, ödemek zorunda olduğu onarım giderlerini isteyebilecektir.
Davacı, araç hasarı nedeni ile davalı ile aralarında yapmış oldukları anlaşma uyarınca 3.600,00.-TL maddi tazminatın tahsili talebinde bulunmuş, davacının bu talebi mahkemece aracın tescil kaydının dava dışı 3. kişi adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile reddedilmiştir.
Dosyada mevcut ceza soruşturma ve kovuşturma belgelerinden davacı D.. A..’ın sürücü olduğu anlaşılmakla, kazaya karışan aracın sürücüsü olması, aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslim etmekle yükümlü bulunması nedeniyle, aracın zilyedi sıfatıyla, hasar tazmini yönünden dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti vardır.
O halde mahkemece, davacı D.. A..’ın aktif husumet ehliyetinin varlığının kabulü ile davanın esasına girilerek, tarafların delillerinin toplanması ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.