Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/19421 E. 2014/15734 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19421
KARAR NO : 2014/15734
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2014
NUMARASI : 2012/702-2014/385

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın, kırmızı ışıkta beklemekte olan kendi aracına ve akabinde müvekkiline ait araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, araçta meydana gelen hasarın davalı sigorta şirketince karşılandığını, hasar sebebiyle araçta değer kaybı olduğunu, ayrıca müvekkilinin aracının, özürlü aracı olması sebebiyle tamir süresince (7.7.2012 kaza tarihinden 7.8.2012 servisten çıkış tarihine kadar) zorunlu yol giderleri yapıldığını, davalı sürücünün olayda %100 kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 1.500 TL değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararının (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle değer kaybı zararından dava tarihinden işleyecek faiziyle sınırlı sorumlu olmak üzere) kaza tarihinden işleyecek faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiş; 18.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 5.600 TL daha artırarak toplam 7.100 TL’nın (5.000 TL değer kaybı, 2.100 Tl emsal araç kiralama bedeli) aynı şartlarla davalılardan tazminini istemiştir.
Davalı A.. A… vekili, sigortalının kusuru oranında azami 22.500 TL limitle gerçek zarardan sorumlu olduklarını, değer kaybının teminat kapsamında bulunmadığını, müvekkilinin ihbar üzerine hasar dosyası açarak 14.8.2012 tarihinde davacı aracında meydan gelen 4.894,12 TL hasar bedelini davacıya ödediğini, sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı A.. Ö.. vekili, kusuru, tazminat miktarını kabul etmediğini, olay tarihinde KPSS sınavı olması ve trafik yoğunluğu sebebiyle müvekkilinin hız yapmasının mümkün bulunmadığını, aracın hasarının davalı sigorta şirketince karşılandığını, araçta değer kaybı olmadığını, davacı tarafın iddialarını ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 5.000 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline, 2.100 TL araç mahrumiyeti giderinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı A.. Ö..’den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 266.maddesi hükmüne göre, “Mahkeme çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.”
Somut olayda, aralarında davacı vekilinin aracının da bulunduğu, toplam 3 aracın karıştığı (davalı taraf aracı, davacı aracı ve davacı vekiline ait araç) trafik kazası meydana gelmiştir. Davacı aracı 2011 model Renault Megane otomobildir. Kaza 7.7.2012 tarihinde sabah 09.00 da meydana gelmiştir. Davacı aracında meydana gelen 4.894 TL tutarındaki hasar bedeli dava açılmadan önce, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ödenmiştir. Bu hasarın tespitine dair Zorunlu Mali Sorumluluk şirketi nezdinde düzenlenen hasar dosyası getirilmediği gibi, davacı aracının bu kazadan önce, tramer kayıtlarına göre karıştığı belirtilen iki ayrı kazaya ilişkin hasarla ilgili belge ve bilgilerde getirilmemiştir. Davacı vekili bu davada araçta meydana gelen değer kaybı ile 30 günlük tamir süresince oluşan araç mahrumiyeti giderini talep etmiştir.
Dosya kapsamına ve tanık beyanlarına göre, olay günü KPSS sınavı olduğundan trafik yoğunluğu bulunmakta, hatta araçlar kırmızı ışıkta kuyruk oluşturacak şekilde beklemişlerdir. Böyle bir trafikte hız yapmak mümkün görülmemektedir. Sürücüler arasında düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davalı tanık beyanına göre; davacı vekili yönetimindeki araçla, davalının yönetimindeki aracın sağından geçip davalı aracının önüne girip, kırmızı ışık yanması sebebiyle aniden durmuş; davalı sürücü fren yapmasına rağmen duramayarak, davacı vekilinin aracının sağ arkasından çarpmış, sağa manevra yaparken de sağ şeritte, kırmızı ışık nedeniyle bekleyen davacıya ait aracın sol tarafından çarparak, araçların hasarlanmasına sebebiyet vermiştir. Kusur yönünden hükme esas alınan trafikçi bilirkişi raporunda; davalının önünde bekleyen davacı vekiline ait aracı geçmeye çalışırken, hızlı şekilde gelmiş olacak ki, bu aracın sağ kısımlarına çarptığı sonra da savrularak sağ şeritte bekleyen, davacıya ait araca sol kısmından çarptığı belirtilerek, davalıya doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yaptığından, şerit değiştirme ve geçme kuralına uymadığından 8/8 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusurunun bulunmadığı belirtilmiş; olayın zincirleme kaza şeklinde gerçekleştiği gözetilmemiş ve kazaya aracıyla karışan davacı vekilinin kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda değerlendirme yapılmamıştır. Davalı tarafın itirazına rağmen kusur yönünden başkaca inceleme yaptırılmamıştır. Kusur raporu, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Ayrıca davacı zararının tespiti hususunda hükme esas alınan rapor işgüvenliği uzmanından alınmıştır. İşgüvenliği uzmanı bilirkişinin araçta meydana gelen değer kaybı, aracın makul onarım süresi ve araç mahrumiyeti zararının tespiti hususlarında ne şekilde bir uzmanlığı bulunduğu anlaşılamamıştır. Kaldı ki kabule göre de; bu raporda aracın makul tamir süresi tespit edilmeden ve davacı tarafından, tamir süresince kaza olmasaydı kendi aracını kullanması halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt, bakım v.s.gibi) mahsup edilmeden, davacı tarafın talebi gibi 30 gün üzerinden araç mahrumiyeti zararı belirlenmiş; değer kaybı zararından ölçü alınan yöntem de isabetli görülmemiştir. Davalıların, hasar raporunu düzenleyen bilirkişinin uzman olmadığı, teknik bilgiye göre rapor düzenlenmediği hakkındaki itirazları da gözardı edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen davacı aracındaki zararın tespitine ilişkin hasar ekspertiz raporu ile davacı aracının bu kazadan önce karıştığı (tramer kayıtlarına göre) kazalara ilişkin tüm bilgi ve belgelerintemin edilmesi, daha sonra kusur ve hasar konularında uzman İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, iddia ve savunmalar birlikte değerlendirilerek olayda tarafların kusur durumları ile davacı aracında meydana gelen değer kaybı zararı (aracın olay tarihindeki hasarsız 2.el piyasa rayiç değer ile onarımı yapıldıktan sonraki 2.el piyasa rayiç değeri arasındaki fark) aracın makul tamir süresi bu sürede aynı özelliklere sahip emsal aracın kiralanma bedeli (davacı tarafından yapılması gereken zorunlu giderler mahsup edilerek) hususlarında, önceki raporların da irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte aç ıklanan nedenlerle davalı A.. Ö.. vekili ile A.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar taraf lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.