Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/19400 E. 2014/15727 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19400
KARAR NO : 2014/15727
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2014
NUMARASI : 2012/327-2014/500

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı H.. S.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, davalı tarafın sürücüsü, işleteni ve ZMSS şirketi olan aracın yönetimindeki araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, araçta kaza sebebiyle değer kaybı olduğunu, davalı sürücünün olayda %100 kusurlu bulunduğunu belirterek 5.400,00 TL. değer kaybı zararının kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile 573,20 TL. tespit masrafının 29.02.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı A.. A… kazaya karışan ve diğer davalının işleteni olduğu aracın müvekkiline trafik sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında azami 22.500,00 TL. limitle sorumlu bulunduklarını, temerrüde düşmediklerini, değer kaybının teminat içinde olmadığını, kaza tarihinden faiz istenemeyeceğini, avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddi savunmuştur.
Davalı H.. S.. vekili, kusuru, hasar miktarını kabul etmediğini, müvekkilinin aracında da bu kaza sebebiyle 5.000,00 TL. tutarında değer kaybı meydana geldiğini, belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile 5.000,00 TL.’nin davacıdan tahsilini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 5.400,00 TL. tazminatın 17.01.2012 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm davalı-karşı davacı H.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı-karşı davalı vekilinin yazılı dilekçelerle beyanda bulunması sebebiyle davacı taraf lehine vekalet ücretin takdirinde isabetsizlik olmamasına göre davalı-karşı davacı H.. S.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve karşılık dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 1982 Anayasa’sının 35., 36. ve 6100 Sayılı HMK’nin 27. Maddeleri uyarınca, taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Somut olayda; davaya konu trafik kazası 17.01.2012 tarihinde saat 9,25’te Dörtyol da meydana gelmiştir. Kaza tespit tutanağında, davalı aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek, aracını kaydırıp sol yan kısmı ile önünde aynı istikamete seyreden davacı aracının arka kısmına çarptığı, hızını ayarlamadığı belirtilerek, davalı sürücüye %100 kusur izafe edilmiştir. Kaza tespit tutanağındaki bilgilere göre olay tarihinde hava dolu yağışlı olup, yol zemini ıslaktır. Mahkemece, kusur durumunun belirlenmesi için mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş; 11.06.2013 tarihli ara kararında talimat mahkemesince keşif yapılmasına, keşif gününün taraflara tebliğinde oluşa ilişkin görgü tanığının keşifte dinlenmesi için adına davetiye çıkartılmasına karar verilmiş; ancak talimat mahkemesine yazılan müzekkereye taraflara keşif gününün tebliği ve tanığın keşifte dinlenmesi hususları yazılmamıştır. Talimat mahkemesince mahallinde trafik bilirkişi marifetiyle keşif yapılmış, bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ve ekleri mahkemesine gönderilmiştir. Bilirkişi raporunda davalı sürücüye arkadan çarpma kuralını ihlal etmekten %100 kusur verilmiştir. Davalı H.. S.. vekili, bilirkişi raporunun tebliği üzerine, keşif için kendilerine davetiye gönderilmediğini, tanıklarının keşifte dinlenmediğini, raporun tek taraflı olarak davacı iddialarına göre düzenlendiğini belirterek kendilerinin de katılımıyla yeniden keşif yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece yeniden keşif yapılmadan bu raporda belirlenen kusur oranına göre hüküm kurulmuştur. Davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde, eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Yine, 6100 Sayılı HMK’nın 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1 maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, hususları düzenlenmiştir.
Davacı aracında meydana gelen değer kaybının tespiti hususunda hazırlanan bilirkişi raporu yüzeysel, davacı tarafça daha önce yaptırılan tespit raporunun tekrarı niteliğinde olup hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi bu rapor davalı tarafa tebliğ de edilmemiştir. Hasara ilişkin rapor tebliğ edilmediğinden, davalı-karşı davacı vekili, rapora karşı beyanda bulunamamış, eksik ya da hatalı bulduğu hususları bildirememiş, dolayısıyla yine savunma hakkı kısıtlanmıştır. Yasa gereği bilirkişi raporunun tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, seçilecek araç hasarı ve kusur konularında uzman makine mühendisi bilirkişi marifetiyle, mahallinde talimat yolu ile usulüne uygun şekilde keşif yapılması, keşif gününün taraflara usulünce tebliğ edilmesi, gerektiğinde taraf tanıklarının keşif mahallinde yeniden dinlenilmesi, bu konuda tanıklara davetiye gönderilmesi ve bilirkişiden, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur durumlarının belirlenmesi, davacı ve karşılık dava nedeniyle, davalı aracında meydana gelen değer kaybı zararlarının tespiti (araçların olay tarihindeki hasarsız 2. el piyasa rayiç değerleri ile olaydan sonra onarılmış şekildeki durumlarına göre ikinci el piyasa rayiç değerleri arasındaki fark) hususlarında ayrıntılı gerekçeli, denetime elverişli, önceki raporlarında irdelendiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunmu hakkını kısıtlayarak yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı H.. S.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün H.. S.. yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.