Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/19255 E. 2017/2255 K. 02.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19255
KARAR NO : 2017/2255
KARAR TARİHİ : 02.03.2017

MAHKEMESİ Asliye Ticaret

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin içinde yolcusu olduğu araca, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarpması ile gerçekleşen kazada desteğin öldüğünü, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ceza dosyasından alınan kusur bilirkişisi raporuna göre 3/8 oranında kusurlu olduğunu, aracın sürücü ve plakası tespit edilemediğinden gerçekleşen zarardan davalı …’nın sorumlu olduğunu açıklayıp ıslah ile artırılan 40.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduklarını ileri sürmüştür.
Mahkemece toplanan delillere göre kusur indirimi yapılmaksızın desteğin annesi için 24.000,00 TL, desteğin babası için 16.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davacıların uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı KTK.’nun 88. ve BK.’nun 50. maddesi uyarınca haksız fiile karışanların her biri zarardan müteselsilen sorumludurlar. Davacılar, zararlarını müştereken ve müteselsilen talep edebilecekleri gibi yasanın verdiği müteselsilen talep hakkından açıkça vazgeçerek her bir failin kusuru oranında da talepte bulunabilirler.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, maddi tazminatın davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini değil, davalının sürücüsünün 3/8 oranında kusurlu bulunduğunu belirterek davalının kusuru oranında tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacının, yasanın verdiği müteselsilen talep hakkından açıkça vazgeçtiği dikkate alınarak davacılarca talep edilen tazminatın davalının kusuruna isabet eden kısmından sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken talep edilen tazminatın tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Davalı …, kazaya karışan ve plakası tespit edilemeyen aracın verdiği zarardan kaza tarihinde geçerli olan zorunlu mali sorumluluk sigortası teminat limiti ile sınırlı olarak sorumludur.
Kaza tarihinde geçerli olan teminat limit 40.000,00 TL olup, davalı, kaza nedeni ile oluşan zarardan zarar gören(ölen) kişi başına 40.000,00 TL ile sınrılı sorumludur. Davalının bu sorumluluğu ölen kişi ile sınırlı, tek bir sorumluluk limitidir.
Dosya kapsamında, ölenin eşi tarafından Güvence Hesabına başvuruda bulunulduğu, … tarafından aktüer hesabı yapılarak desteğin eşine 20.06.2012 tarihinde 8.235,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Eldeki bu dosyada da desteğin anne babası lehine teminat limitinin tamamı olan 40.000,00 TL’ye hükmedilmiştir. Davalının, muris….’nun ölümü sebebi ile sorumlu olduğu teminat limiti 40.000,00 TL olup eldeki bu dosyada karar verilirken desteğin eşine yapılan ödemenin asıl alacak miktarı kadar limitinin eksildiğinin gözetilmesi gerekmektedir. Desteğin eşine ödenen asıl alacak miktarı düşüldükten sonra kalan kısım, eldeki bu dosya açısından (murisn ölümü sebebi tüm hak sahipleri açısından) davalının sorumlu olduğu teminat miktarını göstermektedir.
Yukarıda anlatılanlar karşısında desteğin eşine yapılan ödemenin asıl alacak miktarından düşüldükten sonra davalının bakiye limitine karar verilmesi gerekirken tüm limit miktarı kadar sorumlu tutulması da isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.