YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19128
KARAR NO : 2014/17361
KARAR TARİHİ : 01.12.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2014
NUMARASI : 2013/192-2014/143
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı P.. B.. vekili ile davalı İ.. İ.. Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili müvekkiline kasko sigortalı aracın, davalıların bakım ve onarımından sorumlu bulunduğu yol üzerindeki muhtemelen yüksek konumda bulunan ve çevresi asfaltlanmamış mazgal kapağına çarpması sonucu hasarlandığını belirtip, sigortalıya ödenen 4.728,00 TL hasar bedelinin 13.04.2011 ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı P.. B.. vekili, İstanbul’da su ve kanal hizmetlerinin İ.. İ.. Genel Müdürlüğü tarafından yürütüldüğünü bildirip, sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı İ.. İ.. Genel Müdürlüğü vekili, husumete ve kusura itiraz ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulü ile 4.728,00 TL’nin 13.04.2011 ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı P.. B.. vekili ile davalı İ.. İ.. Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı P.. B..’nı hizmet kusuru nedeniyle dava etmiştir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. İdari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunan zararın ödetilmesi istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında değinildiği üzere tam yargı
davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir. Yargı yolu dava şartlarından olup mahkemece resen incelenmesi ve dava dilekçesinin davalı P.. B.. yönünden yargı yolu bakımından reddi gerekirken, anılan davalı hakkında işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Dava, kasko sigortalı aracın yol üzerinde kod yüksekliği nedeniyle rögar kapağına çarpması sonucu hasarlanması nedeniyle sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili için davalılar P.. B.. ve İ.. İ.. Genel Müdürlüğü hakkında açılmış, yargılama sırasında bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda davalıların % 50’şer oranında kusurlu olduğunun tespitiyle mahkemece davanın kabulü ile hasar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olup, davalılardan P.. B.. hakkında açılan dava idari yargının görevine girdiğinden diğer davalı İ.. İ.. Genel Müdürlüğü’nün sorumluğunun buna göre mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu nedeniyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı P.. B.. vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle de davalı İ.. İ.. Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davalılar P.. B.. vekili ile İ.. İ.. Genel Müdürlüğü vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı P.. B..’na geri verilmesine 1.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.