Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/19053 E. 2014/17962 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19053
KARAR NO : 2014/17962
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2013/957-2014/1166

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin murisi ve desteği G. R. S. davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın tek taraflı trafik kazası sonucu devrilmesi nedeniyle araç içerisinde hayatını kaybettiğini belirterek, davacı eş için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL destek tazminatı talep etmiş ve 10.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 83.683,92 TL’ ye çıkardığını belirtmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı eş için 83.683,92 TL destek tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında; “… sağ kalan eşin kaza tarihi itibariyle çocuk sahibi olmadığı halde iki çocuk için %5’erden %10 indirim yapılarak %48 olan evlenme ihtimalinin %38’e düşürülerek hesap yapılmasının doğru olmadığı, davacı eşin olay tarihindeki yaşı, çocuğunun olmaması, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünden bulundurularak evlenme ihtimalinin yeniden belirlenip hesaplama yapılması için bilirkişi raporu alınması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, bilirkişi raporu benimsenerek; davanın kabulüne, 83.683,92 TL destek tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan ek raporda; bilinen en son aylık net asgari ücret güncellenerek esas alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır. Ancak mahkemece verilen ilk karar davalı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından davalı yararına bozma yapılmış olmasına göre davalı yararına usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak Yargıtay bozma ilamından önce alınan aktüerya uzmanı bilirkişi rapor tarihindeki veriler esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde bozma ilamından sonra alınan rapor tarihine göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
2- Mahkemece, bozma öncesi verilen ilk kararda alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, ilk karar davalı sigorta şirketi tarafından temyiz edilmiş ve bozma ilamına uyulmakla, faiz hususunda da davalı S.. Sigorta AŞ. yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan, ikinci kararda bu kez avans faizine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı S. Sigorta AŞ.’ye geri verilmesine, 8.12.2014 günü Üye E.S.B. karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Beden tamlığına karşı işlenen haksız fiillerde zararın gerçek miktar ve şumulü zamanla daha iyi anlaşılabileceğinden mümkün olduğu kadar geç bir tarihin esas alınması, bilirkişinin hüküm tarihine en yakın verileri (asgari ücret) nazara alarak raporunu düzenlemesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Asgari ücret kamu düzeni ile ilgili olduğundan bu hususta usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği gibi hakim bu durumu duruşmanın her aşamasında kendiliğinden gözetmelidir. Bu konuda bir talep olmasa dahi hakim bu hususu doğrudan doğruya gözönünde bulundurmakla yükümlüdür.
Kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceğinden bozmadan sonra asgari ücretlerin artmış olması durumunda bu yeni artışlarında hesaplamada gözönünde tutulması gerekir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.1997 gün Esas 97/10, Karar 97/1074 sayı, 28.01.2004 gün Esas 2004/10-24 Esas 2004/47 Karar sayı, 21 HD. 25.5.2000 gün 4100-4206 sayı, 4 HD. 18.12.2003 gün 8596-14191 sayı, 10 HD. 10.09.1996 gün 7580-6635 sayı vs.)
Somut uyuşmazlıkta,
Yerel mahkemenin 29.5.2012 gün 2010/545 esas 2012/190 karar sayılı kararı, davalının temyizi üzerine Dairece bozulmuş, yerel mahkemece bozmaya uyularak karar tarihindeki en yakın verilere (asgari ücret) göre yeniden rapor alınmış, bilirkişice davacı zararının 83.786,29 TL olduğu bildirilmiş, mahkemece bozulan ilk kararda olduğu gibi 83.682,92 TL tazminata hükmedilmiştir.
Yerel mahkemenin bozmadan sonra hüküm tarihindeki asgari ücrete göre ek rapor alarak, ek rapora göre hüküm tesis etmesinde Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına aykırı bir yön bulunmadığından davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddi ile, yasal faiz yerine avans faizine hükmedilme nedeniyle yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kararın bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.