Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/18987 E. 2014/13626 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18987
KARAR NO : 2014/13626
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/295-2013/468

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının içinde yolcu olduğu araç ile karşı aracın davalılara trafik sigortalı olduğunu, meydana gelen kazada davacının yaralandığını belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak çalışma gücü kaybı nedeni ile 8.000,00.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı E. Sigorta A.Ş. vekili, yetkili mahkemenin merkezlerinin bulunduğu yer olan Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Güneş Sigorta A.Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; HMK’nin 16. maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi gereğince yetkili kılınan mahkemelerden biri olmadığı, yetkili mahkemenin Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararın tazmini istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’nın 9. maddesinin 2. fıkrası; “Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki, kanunda dava sebebine göre, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme kabul edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı belirtiler veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir” hükmünü içermektedir (6100 sayılı HMK m. 6, 7). Yine aynı Yasa’nın 21. maddesinde ise “Haksız bir fiilden mütevellit dava o fiilin vuku bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabilir” hükmü yer almaktadır (HMK m. 16). Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nun “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi,kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir.
Bilindiği gibi ilke olarak bir davada, davalı sayısı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi (HMK m. 7/I; HUMK’nın m. 9/II.c.1), aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde hem bu kanun hemde HUMK’nın 9. maddesi (HMK m. 6) uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.
Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Yetki itirazının ileri sürülmesi ile ilgili kurallar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 4. bendine göre; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir”.
Bu durumda, yetki itirazında bulunmayan davalı G.Sigorta A.Ş. yönünden mahkemenin yetkisi kesinleşmiştir. O halde mahkemece, süresinde yetki itirazında bulunan davalı E.Sigorta A.Ş.’nin yetki itirazının kabul edilerek davanın ayrılmasına, yetki itirazında bulunmayan davalı G. Sigorta A.Ş. yönünden davaya devam edilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde tüm davalılar yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.