YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18755
KARAR NO : 2014/19112
KARAR TARİHİ : 22.12.2014
MAHKEMESİ :Gürpınar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :18/06/2014
NUMARASI :2013/107-2014/142
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerinin eşi/babası olan M.. A.. davalı tarafından (23705 acente 109 numaralı poliçe ile) Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası ile sigortalanan 65 .. plakalı otobüste 04.11.2009 tarihinde yolcu iken başka bir aracın taş fırlatması sonucu araç sürücülerinin tartışmaya başladığını, yolcuların kavgaya müdahale ettiğini, bu esnada başka bir aracın yayalara çarpması sonucu müvekkillerinin murisinin vefat ettiğini, başvuruya rağmen davalının tazminat ödemediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL ‘nin başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 150.000 TL’ye yükselterek ıslah edilen kısmın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin otobüsün Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğunu, kusur oranı ve gerçek zarar kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, dava dilekçesinde acente kodu ve numarası belirtilen poliçe ile otobüsün davalının Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu, desteğin kusurunun destekten yoksun kalanları etkilemeyeceğinden tazminattan kusur indirimi yapılamayacağı gerekçesiyle davacı eş Nesibe için 98.302,16 TL. çocuk Ö..C.. için 10.916,56 TL., çocuk A.. için 17.005,73 TL olmak üzere toplam 126.224,45 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek
Yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, davalı tarafından Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanan otobüste yolcu desteğin ölümü nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre davalının Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı, M.. Tur. A.Ş’nin işleteni, F.. T.. sürücüsü olduğu otobüsün, A.. E.. idaresinde bulunan aracın önünü keserek tartıştıkları sırada otobüsten inen yolcu destek M.. A.. ve diğer yayalara davalı Mehmet Kızılaltun idaresinde bulunan aracın çarpması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27/06/2012 tarihli 2012/17-215 E., 2012/413 K. sayılı kararında belirtildiği gibi davacıların ölenin salt mirasçısı değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı kabul edilmiş ise de somut olayda bu ilkenin uygulanması mümkün değildir.
Dava konusu olay nedeniyle Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/330 E-2013/201K. Sayılı dosyasında sanıklar F.. T., M.. K.. ve A.. E.. hakkında yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre sanıkların kusurunun bulunmadığı, yayaların tam kusurları ile kazaya sebebiyet verdikleri gerekçesi ile sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş olup dosyanın temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi Borçlar Kanununun 53. (TBK.nun 74.) maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hakimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanunu’nun 53.maddesinde, “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hâkimini takyit etmez” hükmü öngörülmüştür. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama
bulunmamaktadır. Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun Hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır. (Hukuk Genel Kurulu – 2008/4-564 E, 2008/536 K.)
Açıklanan nedenlere her ne kadar hukuk mahkemesi hakimi ceza mahkemesi tarafından belirlenen kusur oranı ile bağlı değil ise de tespit edilen maddi olgular ile bağlı olduğundan, mahkemece ceza mahkemesi dosyasının sonucu beklenerek, yukarıda açıklanan hususlar hep birlikte tartışılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2)Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacıya geri verilmesine 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.