Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/18558 E. 2014/19184 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18558
KARAR NO : 2014/19184
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2014
NUMARASI : 2013/583-2014/213

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu müvekkillerinin desteği Y.. E..’nin hayatını kaybettiğini belirterek, anne Maviş için 40.000 TL destek, kardeş Osman için 2.000 TL defin masrafı karşılığı maddi tazminatın; Maviş için 70.000 TL; kardeşler Osman, Meryem ve Bekir için 10.000 ‘er TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne 4.329,48 TL maddi tazminatın ve toplam 46.000,00 TL manevi tazminatın (davalılardan sigorta şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalılar D.. N.., M.. N.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemizin 11.4.2013 gün, 2012/6035 Esas, 2013/5295 Karar sayılı bozma ilamında; “Ceza mahkemesince alınan ilk raporda sürücünün asli kusurlu olduğu belirtilmiş,
son raporda ise bu kez yaya müteveffanın asli kusurlu olduğu kabul edilmiş, mahkemece takdiren sürücü ve yayanın eşit oranda kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Bu durumda kusur oranının dağılımı konusunda bir çelişki bulunmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesince belirlenen kusur oranı hukuk mahkemesi için bağlayıcı değildir, ancak kesinleşen maddi olgu bağlayıcıdır. O halde, mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü’nde görev yapmış trafik alanında uzman bilirkişilerden oluşacak üç kişilik bilirkişi heyetinden tüm raporların değerlendirilmesi, ceza yargılamasındaki deliller ve özellikle tanık anlatımları da değerlendirilmek sureti ile alınacak gerekçeli ve ayrıntılı bilirkişi raporu sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” hususuna işaret edilmiş, bozma nedenine göre davacılar vekili ve davalılar D.. N.., M.. N.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, bilirkişi heyetinden alınan rapor benimsenerek, davanın kısmen kabulüne, 4.329,48 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere) sigorta şirketinden dava, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline, davacı Osman lehine maddi tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, konusu kalmadığından manevi tazminat istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya kapsamında 6.7.2009 tarihli kısmi kabul beyanında davalılar vekilinin; Maviş için 3.000 maddi, 20.000 manevi; Osman için 2.000 TL maddi; 3 kardeş için 5.000’erden 15.000 TL manevi toplam 40.000 TL ödemeyi kabul ettiklerini beyan ettiği ve ödemenin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak, mahkemece, 2.000 TL defin giderinin Osman’a ödenmiş kabul edilip aynı zamanda annenin tazminatından da mahsup edilmesi, anne için hesaplanan 6.329,48 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken 2.000 TL’nin mahsubu ile 4.329,48 TL’ye hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 22.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.