YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18149
KARAR NO : 2014/18451
KARAR TARİHİ : 15.12.2014
MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2013
NUMARASI : 2013/21-2013/232
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın tam kusurlu olarak park halindeki 3.kişi araçlarında hasara neden olduğunu, müvekkilince karşı araç hasarları için ayrı ayrı tazminat ödendiğini, oysa trafik (ZMSS) sigortası poliçesinin kazadan sonra düzenlenmesi nedeniyle kaza sırasında sigorta teminatının başlamadığını, bu nedenle, tazminatların sehven ödendiğini ileri sürerek, toplam 14.266,00 TL.nın 25.1.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, kazanın poliçenin başlangıç saatinden sonra olduğunu, buna göre davacının 3.kişilere yaptığı ödemeler nedeniyle rücu hakkı bulunmadığını, kaldı ki; kaza sırasında poliçe yürürlükte olmasa dahi, davacının basiretli tacir gibi davranması gerektiğini ve BK.nun 62.maddesi uyarınca yaptığı ödemeyi geri isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü yönünde verilen hükmün davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 12.11.2012 tarihli bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın davalı araç sürücüsü E.. Y.. yönünden husumet yokluğu sebebiyle, davalı (sigorta ettiren) İlhan
Nalçakar yönünden ise; kaza anında geçerli sigorta poliçesi bulunup davacının rücu hakkı olmadığından esas yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı sigorta şirketine trafik sigortalı aracın neden olduğu trafik kazası sonucu hasar gören 3.kişi araçları için davacı tarafından ödenen tazminatın ZMSS poliçesinin kazadan sonra düzenlenmiş olması nedeniyle (sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince) alacak istemine ilişkindir.
TTK’nun 1279.maddesi (6102 sayılı TTK.madde 1458) uyarınca “Mukavelenin yapıldığı sırada sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimse, rizikonun gerçekleşmiş olduğunu yahut sigortacı rizikonun gerçekleşmesi imkanı kalmadığını bilmekte iseler sigorta mukavelesi hükümsüzdür; şu kadar ki, birinci halde sigortacı sigorta primini isteyebilir”. Açıklanan yasal düzenlemelere göre, sigorta akdinin meydana gelmiş olması sigortacının sorumluluğunun başlamış olmasını gerektirmemektedir.
Somut olayda; aksi sabit olmayan kaza tespit tutanağına göre dava konusu trafik kazası 27.3.2010 günü saat 12.05’de meydana gelmiş, taraflar arasındaki trafik (ZMSS) sigorta poliçesi aynı gün (riziko gerçekleştikten sonra) saat 13.00’de düzenlenmiştir. Poliçe priminin ise kredi kartından aynı gün saat 16.09’da tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta poliçesinin düzenlettirildiği açık olup, yukarıda açıklandığı üzere, TTK’nun 1279.maddesi gereğince sözleşmenin yapıldığı sırada sigorta ettirenin rizikonun gerçekleşmiş olduğunu bilmesi halinde sigorta sözleşmesi yapılmış olsa bile, bu sözleşmenin batıl, yani hükümsüz olduğu aynı yasanın 1264/2.maddesi (6102 sayılı TTK’nun 1408,1452,1486,1520.maddeleri) uyarınca emredici bir şekilde düzenlenmiştir. Böyle bir durumda başlangıçtan itibaren geçersiz olan bir sözleşme ölü doğmuştur.
Öte yandan, sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 61 vd. (01.07.2012 tarihinde yürürlüğü giren 6098 Sayılı BK.nin 77 vd.maddeleri) maddesine göre; mal varlığında azalma meydana gelen kişinin, zenginleşen kişiden bunun giderilmesini isteme hakkı hüküm altına alınmış olup, davacının davasını açabilmesi için dava konusu bedelin ödenerek paranın davacıdan çıkmış olması gerektiğinden, somut
olayda da davacı sigorta şirketi tarafından dava konusu rizikodan sonra hükümsüz poliçe nedeniyle zarar gören 3.kişilere yapmış olduğu ödemenin davalı lehine sebepsiz zenginleşmeye yol açacak bir ödeme olduğu tartışmasızdır.
O halde, mahkemece, riziko gerçekleştikten sonra düzenlenen ZMSS poliçesinin anılan riziko bakımından hükümsüz olacağı göz önünde tutularak davalı İ.. N.. hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.