YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1801
KARAR NO : 2015/11479
KARAR TARİHİ : 02.11.2015
MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2013
NUMARASI : 2011/71-2013/438
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.. A.. ve İ.. N.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazları diğer davalılar İ.ve babası A.’a devrettiğini, A.’da bu taşınmazı M.’a onunda davalı A.’ye devrettiğini bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı İ.vekili, dava koşulu olan aciz belgesinin olmadığını, taşınmazın müvekkili tarafından iyiniyetle raiç bedeli üzerinden satın alındığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı A., taşınmazı borcu olduğu için M.’a devrettiğini beyan etmiştir.
Davalı ., borçlunun kendisine borcu olduğunu ve bu nedenle babasının evini kendisine verdiğini ifade etmiştir.
Davalı ., taşınmazı davalı M.’tan 10.000,00 TL vererek satın aldığını borçluyu tanımadığını belirtmiştir.
Mahkemece, davalı A.’ın borçlunun babası olması ve taşınmazların raiç bedelleri ile tapudaki satış bedelleri arasında fahiş fark olduğu gibi borçlunun Ağır Ceza
Mahkemesindeki yargılama sırasında verdiği ifade de davalı İbrahim ile doslukları ve maddi ve manevi paylaşımları olduğunun belirtildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı İ. vekili ve A.tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve delil olarak sunulan Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/7 Esas 2011/28 Karar sayılı dosyası kapsamında alınan ifadelerden davalı İbrahim’in borçlunun mali durumunu bildiğinin anlaşılmış bulunmasına göre davalı İbrahim vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı A.’nin temyizine gelince;
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davalarda, dava konusu şey üçüncü kişi tarafından bir başka şahıslara devri halinde dördüncü ve beşinci kişi yönünden tasarrufun iptali için, edimler arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp dördüncü ve beşinci kişinin borçlunun mali durumunu bildiği veya bilmesi gereken şahıslardan olduğunun iddia ve ispat edilmiş olması gerekir. Ancak bu halde tasarruf iptali edilir aksi halde üçücüncü kişi elinden çıkardığı şeyle ilgili olarak bedelden sorumlu olacaktır (İİK’nun 283/2).
Somut olayda, davalı beşinci kişi konumundaki Ali’nin borçlunun mali durumunu bildiği veya bilmesi gerektiği kısacası kötü niyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığından bu davalı yönünden davanın reddi ile bu taşınmazla ilgili olarak davalı baba A.ile borçlunun mali durumunu bildiği anlaşılan üçüncü kişi Murat’ın bedelle sorumlu tutulması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı İ. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A.’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar A.. A.. ve İ.. N..’na geri verilmesine 03.11.2015 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.