YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17453
KARAR NO : 2014/17373
KARAR TARİHİ : 01.12.2014
MAHKEMESİ : Gördes Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/01/2013
NUMARASI : 2006/103-2013/15
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıların murisinin kullanımındaki motosiklete çarpması sonucu müvekkillerinin desteği Mehmet’in hayatını kaybettiğini belirterek, müvekkilleri için ayrı ayrı 10.000’er TL manevi, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, anne için 10.000 TL, baba için 9.000 TL destekten yoksun kalma; 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23.1.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile, taleplerini davacı Fatma için 13.104,57 TL, davacı Mustafa için 11.851,30 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek; davanın kısmen kabulü ile, davacı Fatma için belirlenen 13.104,57 TL tazminatın 10.000 TL’sinin; davacı Mustafa için belirlenen 11.851,30 TL tazminatın 9.000 TL’sinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, ıslahla arttırılan 3.104,57 TL ve 2.851,30 TL için ıslah dilekçesinde faiz istenilmediğinden faiz yürütülmeksizin davalılardan tahsiline, 513,75 TL maddi tazminatın taleple bağlı kalınarak faiz yürütülmeksizin davalılardan tahsiline, anne ve baba için ayrı ayrı olmak üzere 5.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilini istemiş, ıslah dilekçesinde maddi tazminat talebini arttırmıştır. Mahkemece, ıslah dilekçesinde faiz istenilmediği gerekçesiyle ıslahla arttırılan miktar için faize hükmedilmemiştir. Davacı vekili, dava dilekçesine atıfla davayı ıslah etmiş olup, dava dilekçesinde faiz talep edildiğinden, ıslahla arttırılan kısma da kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
2- Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın çok düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 1.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.