Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/17377 E. 2017/3351 K. 28.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17377
KARAR NO : 2017/3351
KARAR TARİHİ : 28.03.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin kullandığı araca kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, sürekli işgöremezlik oluştuğunu, elem çektiğini, müvekkilinin şoför olup …-…-….. arasında sefer yaptığını, kışın aylık net 4500-6000 TL, yazın turizm sezonunda ….000-….000 TL gelir elde ettiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL … tarafından karşılanmayan tedavi gideri, 500 TL çalışma gücünün kaybı ile sürekli işgöremezlik ve efor kaybı, 100 TL ulaşım gideri, 300 TL olağan yaşama dönebilmek için ihtiyaç duyulan süreyle ilgili fiilen çalışamamaktan kaynaklanan ekonomik kazanç kaybı tazminatı ile 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden, tedavi ve ulaşım giderinin fiilen yapıldığı tarihten işleyecek yasal faiziyle davalılardan (davalı … şirketi manevi tazminattan sorumlu değil) tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini toplam 256.067,03 TL’ye yükseltmiş, …/05/2014 tarihli celsede davalı … şirketi poliçe limiti olan 215.000 TL ödeme yaptığından davalı … şirketi bakımından davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalılar … ve … vekili, kaza sonrası sürücü müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını ancak konuşacak durumda olmadığı için ifadesinin alınamadığını ve aleyhinde tutanak tutulduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … … A.Ş. vekili, müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalı aracın kusuru oranında sorumlu olduğunu, 6111 Sayılı Kanun gereği tedavi gideri ve geçici
işgöremezlik tazminatından dava dışı …’nın sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 40.979,38 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan …/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan …/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, … şirketi hakkında açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
…-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın karşılık 297/…-…. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
…’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Mahkemece, gerekçe kısmında; davanın tarafı olmayan ve dava ile ilgisi bulunmayan ‘‘davacı … … … yönünden yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde ….752,44 TL maddi zararlardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun açık olduğu’’, davacı …’ın … ay geçici ve % 48,… oranında sürekli işgücü kaybına uğradığı göz önüne alınarak 40.979,38 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesi gerektiği belirtildiği halde, hüküm fıkrasında ve kısa kararda 40.979,38 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan …/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan …/04/2010
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, … şirketi hakkında açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. Hükmün gerekçesi ile kısa karar uyumlu olmayıp, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (….04.1992 gün, 1991/… Esas-1992/… Karar sayılı … İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
…-Bozma neden ve şekline göre davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (…) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (…) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar … ve …’e geri verilmesine ……..2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.