Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/17361 E. 2016/11521 K. 13.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17361
KARAR NO : 2016/11521
KARAR TARİHİ : 13.12.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı … idaresinin haciz ihbarnamesi ile borçlu dava dışı …Ltd.Şti borcundan dolayı davacı şirketteki alacaklarını haciz konulduğunu bildirdiğini, ancak bildirime süresinde itiraz edilemediğinden davacı şirkete ödeme emri gönderildiğini, davacı şirketin anılan kişiye bir borçlarının olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı alacaklı vergi idaresi vekili, davacının 7 günlük sürede itiraz etmediğinden, borcun zimmetinde sayıldığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalı … idaresinin dava dışı şirketin vergi borcu nedeni ile takip başlattığı, davacı şirkete 11.03.2013 tarihinde haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği ve süresinde itiraz edilmediğinden yedinde sayıldığı, davacı tarafından menfi tesbit davası açıldığı, davacı şirket ile dava dışı borçlu şirket arasındaki ticari ilişkinin 11.03.2013 tarihinden önce sona erdiği ve borcunun olmadığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı yasadan kaynaklanın menfi tesbit davasına ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davanın kabulü halinde kural olarak yargılama gideri davalıya yükletilir. Davacı süresinde olmamakla birlikte yaptığı itirazında kamu borçlusunun kendilerinde alacaklı olmadığına dair belgeler sunmuş ve davalı HMK’nun 312/2 madde kapsamında davayı da kabul etmediğinden davalının yargılama giderinden sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-Kabule göre ise, Harçlar Kanunun 2588 sayılı yasa ile eklenen (J) bendi hükmüne uyarınca Genel Bütçe kapsamındaki kamu idareleri yargı harcından muaftır. Kural olarak dava kabul edilirse harç münhasıran davalıya yükletilir ancak davalı idare harçtan muaf olduğundan harcın davalıdan alınmasına karar verilmeyeceği gibi davacıya da yükletilemez. Bu durumda davacının peşin olarak yatırmış olduğu harcın iadesine karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgunun dikkate alınmaksızın davacının nisbi ilam harcından sorumlu tutulması da usul ve yasaya aykıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz davacı vekilinin diğer temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.