YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17123
KARAR NO : 2014/14146
KARAR TARİHİ : 23.10.2014
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2011/514-2014/68
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı, davalıya ait aracın, sürücü belgesi olmayan şahıs tarafından kullanımı esnasında yabancı plakalı bir araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, müvekkili tarafından karşı araç hasarı için 20.500,00 TL ödendiğini, ödenen bedelin rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talep edilen hasar bedelinin net olarak tespit edilmeden ödendiğini ve ödemenin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 11.062,20 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Devamlılık kazanan Yargıtay Daireleri kararları ve HGK.nun 14.2.2001 tarihli 2001/17-151 sayılı kararında da benimsendiği gibi haksız fiil sonucu meydana gelen, diğer bir anlatımla BK.nun 83. maddesinde öngörüldüğü üzere sözleşmeden kaynaklanmayan uyuşmazlıklarda istemin Türk parası olarak hüküm altına alınması gerekir. Somut olayda yabancı plakalı araç Türkiye’de meydana gelen haksız fiil sonucu zarara uğramıştır. Ortada sözleşme dışı bir sebepten kaynaklanan tazminat talebinin bulunduğu açıktır.
Davacı sigorta şirketi, zarar veren aracın trafik sigortacısı olup poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere zarar gören araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı gibi gerçek zarardan sorumludur. Araç mahrumiyeti zararı, yol masrafı gibi dolaylı masraflar trafik sigortası poliçesi teminatı dışındadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya baktığımız da davacı vekili müvekkiline trafik sigortalı araç ile Türkiye’de yabancı plakalı aracın karıştığı trafik kazasında yabancı plakalı aracın hasarlandığını, müvekkilinin kazadan sonra yabancı plakalı araç için 20.500,00 TL hasar bedeli ödediğini, buna göre 12.800 Euro araç bedeli, 1.950 Euro eksper, otopark ve diğer masraf tutarı olmak üzere toplam 20.500,00 TL zararın ödendiğini belirterek bu meblağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda eksper tarafından düzenlenen belgelerin tercümesine göre döviz cinsinden aynı hasar miktarı ve kalemler aynen yazılmış olup bunların ait olduğu yabancı ülkedeki fiyatlarla uyumlu olup olmadığı hakkında yeterli inceleme, araştırma yapılmadan aynı parçalar ile işçilik fiyatlarının Türkiye’de piyasa rayicine uygun olduğu, Türkiye’de geçerli birim fiyatları bazında KDV dahil 11.062,00 TL tutarında hasar oluştuğu belirtilmiş, hüküm kurmaya yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre 12.062,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle yan masraflar, yol masrafı, eksper ücreti, otopark masrafı gibi talepleri ile ne istediğinin açıklattırılması, davacı trafik sigortası şirketinin teminatı dışında kalan zararların belirlenmesi, daha sonra hasar konusunda uzman önceki bilirkişi dışında seçilecek yeni bilirkişiden dosya kapsamına göre yabancı plakalı araçta davaya konu kaza nedeniyle hangi hasarların meydana geleceğinin tesbitinin ve bu hasarların aracın kayıtlı olduğu Almanya’daki onarım giderinin (yedek parça ve işçilik bedeli) döviz cinsinden belirlenmesi, ayrıca aracın onarımının ekonomik olup olmadığı hususunun incelenerek Almanya’daki 2. el piyasa rayici ile kazadan sonraki sovtaj (hurda) değerinin ve buna göre araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının Euro üzerinden tesbiti ile onarımının mı, pertinin mi uygun olacağı belirlenerek sonucuna göre tazminata ve yabancı para birimi tazminatın fiili ödeme tarihindeki TL karşılığına hükmolunması gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.