Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/17104 E. 2017/1859 K. 23.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17104
KARAR NO : 2017/1859
KARAR TARİHİ : 23.02.2017

MAHKEMESİ : (Kapatılan) 2. Asliye Ticaret

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait ana su borusunun patlaması ile müvekkiline sigortalı iş yerinde hasar meydana geldiğini, sigortalıya 99.278 Euro ödendiğini açıklayıp, 169.268,99 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ve zarardan sorumlu olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delilere göre davanın kısmen kabulü ile %50 kusur indirimi yapılarak 84.634,49 TL’nin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak dava, iş yeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın, rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Sigorta hukukunun ana ilkelerine göre, mal sigortalarında sigorta sözleşmesi, sigorta ettirenin rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle ortaya çıkan gerçek
zararının giderilmesi amacına yönelik olup, sigorta ettirenin zenginleşmesine bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlularından halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan sigortacı da, sigorta ettirene ödediği meblağın tamamını değil, ancak sigorta ettirenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunan üçüncü kişilerden isteyebilir. Bu durum karşısında mahkemece, davacı şirkete sigortalı iş yerinde oluşan gerçek zarar miktarının bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilmesi ve sonucuna göre, davalının sorumluluk miktarının belirlenmesi gerekirken, zarar miktarı konusunda hiç bir inceleme yapılmaksızın eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 6,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.