Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/16699 E. 2014/13584 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16699
KARAR NO : 2014/13584
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Manavgat 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2014
NUMARASI : 2013/277-2014/245

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafa ait aracın, müvekkiline ait araca çarparak hasarladığını, araçta 3.803,81 TL tutarında zarar olduğunu, müvekkilinin ticaretle uğraştığını, kaza sonucu aracın 27.2.2013 tarihi ile 12.3.2013 tarihleri arasında kullanılamadığını, işine ve müşterilerine ulaşımının engellendiğini, maddi zarara uğradığını, araçta kaza nedeniyle değer kaybının da oluştuğunu, aracın serviste olduğu sürede müvekkilinin işlerini yapamadığını, kazanç kaybına uğradığını belirterek şimdilik 1.000 TL değer kaybı ile 100 TL kazanç kaybının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı D. Tur.Ot.San. ve Tic.A.Ş vekili, mahkemenin yetkisiz Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğunu, araç trafikte müvekkili adına kayıtlı ise de, 21.12.2011 tarihli kira sözleşmesiyle 36 aylığına dava dışı S. Otel Hizmetleri Turizm Tic.A.Ş’ne kiralandığını ve zilyetliğini devrettiğini, müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını, hasardan sorumlu olmayacağını, araçta değer kaybı oluşmadığını, hasar miktarının fahiş olduğunu, hasar ve kazanç kaybının soyut olduğunu, somut delil bulunmadığını belirterek davanın kiracı şirket ile trafik sigortası şirketine ihbarını ve reddini savunmuştur.
Davalı A.. A.., kusuru, hasar miktarını kabul etmediğini, değer kaybı ve kazanç kaybı iddialarının soyut olduğunu, aracın şirket ya da ticari işletme değil davacı şahıs adına kayıtlı olduğunu, aracın serviste kalması nedeniyle davacının gelirinin azaldığının kabulünün mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı D. Turizm Otom.San.Tic.A.Ş aleyhinde açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı A.. A.. hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 500 TL değer kaybı, 200 TL araç kiralama bedeli toplamı 700 TL’nın bu davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı sürücüsünün, kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili müvekkiline ait araçta, kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybı ve kazanç kaybı zararını talep etmiştir. Davacının işlerini yaparken müşterilerine ulaşmak için bu aracı kullandığını tamir süresince araç kullanılamadığından kazancının azaldığı ileri sürülmüştür. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davacı kazada hasarlanan aracı yerine aynı özelliklere sahip bir başka araç kiralayarak ya da ticari taksi kullanarak müşterilerine ulaşabilir ve işine devam edip kazanç kaybına uğramayabilirdi. Bu durumda davacı kazanç kaybını değil, aracın tamir süresince kullanamadığı aracı için araç kiralama bedelini talep edebilir. Değer kaybı zararı da aracın modeli, km’si, özellikleri kaza sonucu yapılan parça değişiklikleri, işçilikler v.s. gözönünde bulundurularak, aracın kazadan önceki (kaza tarihi itibariyle) hasarsız 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış hali ile satışı halinde tespit edilen 2.el piyasa rayiç değeri arasındaki farktan ibarettir. Davacı vekili, müvekkilinin aracının 15 gün serviste kaldığını, bu süre için kazanç kaybı ya da kiralama bedelinin tespitini talep etmiş; hükme esas alınan bilirkişi raporunda onarımın 1 günde yapılabileceği, araçta yapılan onarıma göre değer kaybı
olmayacağı ancak tromer kaydında hasarlı olarak görüleceğinden piyasa değerinde 500 TL düşüş olabileceği belirtilmiştir. Bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Aracın onarımı ne kadar muntazam, özenli yapılırsa yapılsın mutlaka hasarsız emsallerine göre araçta değer kaybı meydana gelecektir. Davacı aracı 2012 model Volkswagen Scirocco Sportline otomobil olup, kaza 27.2.2013 tarihinde meydana gelmiştir. Araç kasko sigorta şirketine 58.500 TL sigorta bedeli karşılığında sigorta ettirilmiştir. Dosyada mevcut faturaya göre KDV dahil 3.803,81 TL tutarında hasar oluşmuştur. Servis teslim fişine göre 28.2.2013 tarihinden 12.3.2013 tarihine kadar serviste kalmış ve tamir edilmiştir. Servis fişinde tamir bedeli KDV’li 3.165,37 TL olarak gösterilmiştir. Davacı, işlerini yaparken müşterilerine bu araçla ulaştığını, aracı işinde kullandığını belirtmiş ise de, davacının hangi işle iştigal ettiği dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemce, öncelikle davacının olay tarihi itibariyle ne iş yaptığı hususunun araştırılması, bununla ilgili belge ve bilgilerin getirilmesi, davacının evi ile işyeri arasındaki mesafenin temin edilecek belgelerle tespit edilmesi, aracı müşterilerine ulaşmak için nasıl ve ne şekilde kullandığının belirlenmesi, daha sonra araç hasarı konusunda uzman İTÜ veya KGM fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek önceki bilirkişi dışında başka bir bilirkişi marifetiyle tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın makul tamir süresi ile bu süre zarfında aynı özelliklere sahip, emsal araçların günlük kiralama bedelinin (davacı tarafından kendi aracını kullanması halinde yapması gereken yakıt masrafı, amortisman, bakım v.s. hususlarda gözönünde bulundurulup, bu masraflar mahsup edilerek) belirlenmesi, ayrıca yukarıda açıklandığı şekilde değer kaybı zararının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, önceki bilirkişi raporunun da incelendiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı M.. Ç.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı M.. Ç..’ye geri verilmesine 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.