Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/16518 E. 2015/4757 K. 24.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16518
KARAR NO : 2015/4757
KARAR TARİHİ : 24.03.2015

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçta yolcu iken gerçekleşen tek taraflı kazada yaralanarak maluliyete uğradığını ileri sürerek ıslahla birlikte 133.189,84 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sorumluluğunun aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından sonra başlayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 133.389,84 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılmış olmakla davalı vekilinin mahkemenin görevli olmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, otobüste gerçekleşen tek taraflı kazada yaralanan yolcu tarafından, aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılmış maddi tazminat davasıdır.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17.maddesinde: “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra, 18.maddesinde: “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17 nci maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. ” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı servis otobüsünde yolcu olarak taşınmakta iken davaya konu kaza meydana gelmiştir. Kaza yapan aracın taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunduğu hususunda bir tereddüt yoktur. Davalı ise aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Kaza tarihi itibariyle bedeni zararlarda taşımacılık mali sorumluluk sigortası kişi başına limiti 225.000 TL olup, mahkemece 133.389,34 TL’ye hükmedilmiştir.
Yukarıda izah edilen sıralı sorumluluk esasına göre, davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacısına ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde limitin üzerinde kalan kısım yönünden başvurulabileceği, aracın taşımacılık mali sorumluluk sigortasının hiç yaptırılmamış, veya süresinin bitmiş veya geçersiz hale gelmiş olması halinde, davacının zararını taşımacılık sigortası limitleri dahilinde Güvence Hesabı’ndan isteyebileceği, ancak limitin içinde kalan kısım için davalıya başvurma imkanının olmadığı, hükmedilen 133.389,34 TL’nin taşıma sigortası limitleri dahilinde kaldığı ve davalının sorumluluğunun başlamadığı anlaşılmakla, davalı hakkında açılan davanın anılan sebeplerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin mahkemenin görevine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24.03.2015 günü üye … ve üye …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-
Uyuşmazlığın konusu karayolu yolcu taşımacılığında oluşan trafik kazası neticesi yolcuların uğrayacağı zarardan birden fazla sorumlu olduğu durumlarda hak sahiplerinin taleplerini hangi esasa göre yapacağına ilişkindir.
Öncelikle karayolu yolcu taşımacılığında yolcuların uğrayacağı zararlardan kimler sorumlu bunu tespit etmek gereklidir.
a) Karayolu yolcu taşımacılığı yapan kişiler Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesi gereği “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası”
b) Karayolu Taşıma Kanunun 17. ve 18 maddeleri gereği “Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası”
c) Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin Yapılması zorunlu sigortalar başlıklı 48. Maddesine göre “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası”
d) Karayolları Taşımacılık Kanunun 17. maddesine göre şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşınması sırasında duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı “taşımacılar”
e) Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, “motorlu aracın işleteni” ve “bağlı olduğu teşebbüsün sahibi”
f) TBK 49. Maddesi gereği trafik kazası haksız fiil olması nedeniyle kusurundan dolayı “aracın sürücüsü” sorumludur.
Özetlemek gerekirse karayolu yolcu taşımacılığı sırasında trafik kazası neticesi yolcuların uğradıkları zarardan aracı işleten, teşebbüs sahipleri, aracın sürücüsü, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı ve karayolu kolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı sorumludur.
Burada sorun zarar gören hak sahiplerinin zarardan sorumlu olanlardan hangisinden hangi esaslara göre talepte bulunacağına ilişkindir.
Hak sahipleri;
a) Karayolu Taşımacılık Kanunun 21. Maddesi gereği sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısından talepte bulunabilirler.
b) Karayolu Trafik Kanunun 97. Maddesine göre zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.
c) Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları A.1 ve B1. maddeleri gereği yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımacılığı kapsamında seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını, taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içinde, duraklamalar da dahil olmak üzere, maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı sigortalılar veya hak sahipleri poliçede öngörülen teminat sınırları içinde karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısına karşı talepte bulunabilirler.
d) Karayolları Taşımacılık Kanununun 17. Maddesine göre şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşınması sırasında yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı hak sahipleri taşımacıya başvurabilir.
e) Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği hak sahipleri motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibine başvurabilir.
f) Hak sahipleri TBK 49. Maddesi gereği motorlu aracı kullanan sürücüden haksız fiile dayalı kusurundan dolayı zararın tazminini talep edebilir.
Somut davada davacı yolcu olarak bulunduğu otobüsün kaza yapması neticesi iş göremezliğinin bulunduğunu iddia ederek otobüsün zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı maddi tazminat davası açmıştır. Mahkeme yapmış olduğu yargılama sonrası davanın kabulüne karar verdiği anlaşılmaktadır.
Sayın çoğunluk, davacının doğrudan zorunlu mali sorumluluk sigortacısına başvuramayacağı, Karayolları Taşımacılık Kanununun 19 ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.8 maddesi gereği öncelikle karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına başvuracağı somut davada zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırılmadığına göre Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesine göre rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde güvence hesabına başvurulması gerektiği düşüncesindedir.
Karayolları Taşımacılık Kanunu’nun 19. Maddesi “Meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Bu sorumluluk sigortası ile karşılanamayan zararlar için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan malî sorumluluk sigortasına müracaat edilir.” ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.8 maddesi ““Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.” Şeklinde düzenlemesi gereği hak sahiplerinin karayolları taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına başvurmadan diğer sorumlulara başvurulamayacağı düşünülmektedir.
Oysa Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/1 maddesi “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumludur.” Düzenlemesi ayrıca trafik kazasının haksız bir fiil olduğuna göre TBK 61. Maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde motorlu bir aracın katıldığı kazada meydana gelen zarardan aracı işleten, araç sürücü, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası, aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası ve karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası müteselsilen sorumludur.
Türk Borçlar kanunun müteselsil borçluluk ve dış ilişki de borçluların sorumluluğu başlıklı 163/1. Maddesi gereği alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Buna göre zarar gören tazminatın tamamını dilediği takdirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir. Burada yasa koyucu zarar görene, tazminatın tamamının zarar verenlerden yalnız birine karşı ileri sürebilmesi imkanı sağlamıştır. Böylece zarar gören tazminat davasını en sağlam ispat araçlarına sahip olduğu zarar verene karşı açabileceği gibi böyle bir davayı tazminatı ödeme gücü en fazla olan zarar verene karşı da açabilir. Bu sayede zarar gören zarar verenlerden her birini ayrı ayrı dava edip sayısız zahmetlere katlanacağı yerde tamamı aleyhine açacağı bir tek dava ile de kolayca sonuca ulaşabilir. Zarar verenlerden biri tazminatın tamamını ödediği takdirde borç ortadan kalkar.
Tazminat sorumlularının zarar gören karşısındaki durumlarına gelince; tazminat yükümlülerinden her biri zarar görene tazminatı ödemek zorundadır. TBK madde 163/2 ye göre “Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.” Düzenlemesi karşısında zarar verenlerin sorumluluğu tazminat borcunun tamamı ödenince kadar devam edeceğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Dava edilen zarar veren tazminatın diğer zarar verenlerden istenmesini gerektiğini ileri süremez. Böyle bir savunma müteselsil sorumluluğun niteliği ile bağdaşmaz. Zira dava edilen zarar veren de dahil zarar verenlerin tümü tazminatın tamamından sorumludur. Buna karşılık zarar verenlerden birinin borcunu ifa ve takas yoluyla sona erdirdiği oranda diğer zarar verenler bundan yararlanır ve bu oranda borçtan kurtulur. Davalı tazminatın tamamını ödediği taktirde diğer zarar verenlerin de tazminat ödeme borcu sona erer. (TBK 163/2, 166/1)
Bu bilgiler ışığında hak sahiplerinin zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına başvurulmadan doğrudan diğer sorumlulara başvurulamayacağı düşüncesi Karayolları Trafik Kanunun 88/1 ve TBK 61. Maddesinin getirdiği müteselsil sorumluluk esasları ile bağdaşmamaktadır. Karayolları Taşımacılık Kanunu’nun 19. maddesi zarar gören hak sahiplerinin öncelikle karayolu tşıma sigortasına gideceği ile ilgili değildir. Çünkü Karayolları Taşımacılık Kanunun 21. maddesi ” Hak sahipleri, sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabilirler” demekle hak sahiplerinin sigortacıya başvurusunu düzenlemektedir. Bir başka anlatımla 19. maddeyi biz hak sahiplerinin karayolu taşımacılığında ilk önce karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına gitmek zorundadır şeklinde yorumladığımız da aynı yasanın 21. maddesinin yasaya neden konulduğunu izah etmek mümkün olamaz. Kaldı ki 21. maddenin “talepte bulunabilir” şeklindeki düzenlemesi ile hak sahiplerinin zorunlu olarak taşıma sigortasına öncelikle başvurması zorunlu bulunmadığını ifade etmektedir.
Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları B.1 maddesi gereği sigortalılar veya hak sahipleri poliçede öngörülen teminat sınırları içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabilirler. TBK 49 maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren sürücü, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Karayolları Trafik Kanunun 85. Maddesine göre motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan işleten, işletenin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır.
İşte tüm bu düzenlemeler karşısında Karayolları Taşımacılık Kanunu’nun 19. Maddesinin Karayolları Trafik Kanunu’ndan yada Türk Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemelerden daha üstün olduğunu kim savunabilir ki.
Karayolu Taşımacılık Kanununun 19 ve genel şartların B.8 maddesini sorumlular arasında ki rücu ilişkisi (iç ilişkisi) içinde değerlendirmek gerekir. Rücu ilişkisi TBK 62. Maddesinde “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” Şeklinde Karayolları Trafik Kanununun 88/2 maddesinde ise “Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.” Şeklinde düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 99/2-3 maddesi “Ödemeyi yapan sigortacı, ödenen miktarın sorumluluk oranlarında paylaşılmasını diğer sigortacılardan yazılı olarak talep eder. Diğer sigortacılar talep tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde kendilerine düşen miktarı talepte bulunana öder.
(Değişik: 21/5/1997 – 4262/4 md.) Bu madde hükmüne uymayan sigortacılar, 108 000 000 lira hafif para cezası ile cezalandırılırlar.” şeklinde ki düzenlemede sorumlu sigortacılar arasında ki içe rücunun yapılış tarzı gösterilmiştir. Bir başka anlatımla motorlu aracın işletilmesinden zarar gören hak sahipleri hiç bir yere başvurmadan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasına başvurabilir ve dava açabilir. Karayolları Trafik Kanunun 99/1 maddesi gereği belgeleri ile başvuran hak sahibine poliçe sınırları içinde zararını ödemek zorundadır. Ancak zarar Karayolları Taşıma Kanunu kapsamında oluşmuş ise Karayolları Taşıma Kanunun 19 maddesi gereği karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına Karayolları Trafik Kanunun 99/2 maddesi gereği başvurabilecektir.
Sonuç olarak; somut davada davacı yolcu olarak bulunduğu otobüsün yapmış olduğu kazadan dolayı uğradığı destek zararını zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yöneltmiştir. Davalı sigorta zarara sebebiyet veren otobüsün zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğuna göre diğer sorumlular ile birlikte zarardan Karayolları Trafik Kanunun 88 ve TBK 61/1 maddesi gereği müteselsil sorumlu olduğundan Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesine dayalı bu başvuruda aynı yasanın 99/1 maddesi gereği ödemek zorundadır. Karayolları Taşımacılık Kanunun 19. Maddesi buna engel teşkil etmemektedir. Çünkü bu madde zarar gören hak sahiplerine değil sorumlulardan biri olan karayolları taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına hitap etmektedir. Ancak bu madde sorumlular arasında ki iç ilişkide değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.8 maddesinde:
a) Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması,
b) Yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması,
c) Süresinin bitmiş olması,
durumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına başvurulacağını belirtmiştir. Somut davada zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortası yapılmadığına göre B.8 maddesine göre zorunlu mali sorumluluk sigortasına başvurulabilecektir.
Davacı Karayolları Trafik Kanununun 88/1 ve 97. TBK 61/1 ve 88/1 163/1 Maddesi gereği doğrudan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasına karşı talepte bulunabileceğinden verilen kararın doğru olduğu ve kararın onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma görüşüne karşıyız.