Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/1638 E. 2014/2171 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1638
KARAR NO : 2014/2171
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/06/2013
NUMARASI : 2013/106-2013/146

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araçta meydana gelen 2.663 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalıya trafik sigortalı aracın sürücüsünün olayda tamamen kusurlu olduğunu, davalı aleyhinde İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2012/26166 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza tarihini kapsayan poliçe bulunmadığını, sigortalının kusuru oranında gerçek zarardan sorumlu olacaklarını, temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak itirazın iptali şeklinde açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava, 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğünden sonra 15.4.2013 tarihinde açılmıştır. HMK’nun 137 ila 142. maddelerinde ön inceleme hükümleri düzenlenmiştir. 137. maddesinde “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede, dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez” hükmü getirilmiştir. HMK’nun ön incelemeye ilişkin devamı maddelerinde hakimin gerekli görmesi halinde tarafları dinleyebileceği, açıklama yapmalarını isteyebileceği hükümleri de düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı vekili, dava dilekçesinde davalı aleyhinde İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2012/26166 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek bu davayı açmıştır. Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilmeden, dava dilekçesinde bildirilen takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın dava dışı M…Genel Sigorta A.Ş. M… D… ve K..K..hakkında icra takibi yapıldığı, eldeki davanın davalısı G.. A.. hakkında icra takibi olmadığı, itirazın iptali davasının takibe itiraz eden takip borçlusu aleyhinde açılabileceği belirtilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi incelendiğinde İcra Müdürlüğünün 2012/26166 sayılı dosyasında aleyhlerinde icra takibi yapılanlardan M… D…’ın zarar veren aracın işleteni, K… K…’nun sürücüsü olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili temyiz dilekçesinde kaza tutanağında aracın ZMSS şirketi M…. Genel Sigorta A.Ş. olarak yazıldığından önce bu şirket hakkında takip yapıldığını, M… Sigorta A.Ş. vekilinin itiraz dilekçesinde aracın trafik sigortacısının kazadan önce işleten değişikliği nedeniyle G.. A.. olduğunu belirtmesi üzerine davalı hakkında aynı İcra Müdürlüğünün 2012/28057 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, itiraz nedeniyle işbu davanın açıldığını, dava dilekçesinde maddi hata yapıldığını bildirmiş; 2012/28057 sayılı icra dosyası getirilip incelendiğinde dosyamız davalısı G.. A.. aleyhinde davacı tarafça dava dilekçesinde açıklandığı gibi icra takibi yapıldığı, süresinde takibe itiraz üzerine davacının bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, cevap dilekçesinin davalıya tebliğ edilmesi, ön inceleme duruşması yapılarak dava dilekçesinde bildirilen takip dosyasında davalı hakkında icra takibi olmadığı hususunun davacı tarafa sorularak bu konuda açıklama yapmasının istenmesi, delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesine gerekirken HMK hükümleri gereğince ön inceleme duruşması yapılmadan yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.