Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/1635 E. 2015/10397 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1635
KARAR NO : 2015/10397
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2006/303-2013/129

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı H.. T..’nün maliki, davalı Mustafa’nın sürücüsü olduğu davacının yolcu olarak bulunduğu aracın diğer davalıların maliki ve sürücüsü olduğu araçla kazası sonucu davacının yaralandığını, sağ ve sol uyluk kemikleri, sağ ayağı ve sol ön kolu kırıldığını, kazadan sonra bir süre aralıksız çalışamaz raporu alan müvekkilinin kaza sonrasından itibaren yara ve kırıklardan dolayı şiddetli ağrıları olduğunu belirterek 30.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili, maddi tazminata ilişkin talebini atiye bırakmıştır.
Davalı A.. T.. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı K.. T.., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 7.500,00-TL manevi tazminatın, olay tarihi olan 28/07/2005 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile beraber davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,davacı tarafın maddi tazminat talebinin atiye terkedilmiş olması nedeni ile maddi tazminat talebi hakkında esas hakkında karar ittihazına mahal olmadığına dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacının yaralanma derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.