Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/1616 E. 2014/1956 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1616
KARAR NO : 2014/1956
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 17. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/02/2013
NUMARASI : 2011/973-2013/72

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı tavzihin kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili müvekkiline kasko sigortalı aracın, davalılardan K… İ.. Odun Kömür Nak. Harf.Oto. San. Tic. Ltd. Şti.’nin maliki, B…Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortalısı, A.. D..’in sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu hasarlandığını belirtip, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sigortalıya ödenen 1.210,82 TL’nin davalılardan rücuen tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davalı B…Sigorta A.Ş. hakkındaki davanın reddine, diğer davalar hakkındaki açılan davanın kabulü ile İstanbul 24. İcra Müdürlüğü’nün 2010/43094 sayılı dosyasındaki itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmiş, hükmün kesinleşmesinden sonra hakkındaki dava reddolunan davalı B.. Sigorta A.Ş. vekili tavzih yoluyla lehlerine vekalet ücreti ve yargı giderine hükmedilmesini istemiş, mahkemece talep yerinde görülerek davalı B..Sigorta yararına vekalet ücreti ve yargı giderinin tahsili ile hükmün tavzihine karar verilmiştir.
Tavzihin kabulüne dair kararın davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin hükmün tavzihi hakkındaki 305. maddesinde (HUMK.md.455 vd.)“(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmüne yer verilmiş olup, Tavzih Talebi ve Usulü başlığı altındaki 306. maddesinde de “(1) Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. (2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. (3) Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre; tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar genişletilip, değiştirilemeyecektir. Mahkemece bir davanın esası hakkında nihai karar verilmekle işten çekilmiş olunur ve artık bu karar Yargıtay’ca bozulmadıkça önceki hükmün değiştirilmesi şeklinde yeniden bir karar verilmesi söz konusu edilemez.
Somut olayda, mahkemece, 05.02.2013 tarihli hüküm verilip, kesinleştikten sonra, davalı B..Sigorta A.Ş. (H..Sigorta A.Ş.) vekilinin 14.05.2013 günlü tavzih dilekçesi üzerine iki tarafı davet ederek yaptığı duruşma sonunda davalı B…Sigorta lehine vekalet ücretine ve yargı giderine hükmedilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasa hükmü karşısında; tavzih yoluyla hüküm değiştirilip yeni bir hüküm verilemeyeceğinden bu hükme aykırı olarak davalı B.. Sigorta A.Ş. (H..Sigorta A.Ş.) lehine vekalet ücretine ve yargı giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün tavzihine ilişkin 15.08.2013 günlü tavzih kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.