Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/16108 E. 2014/13421 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16108
KARAR NO : 2014/13421
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/05/2014
NUMARASI : 2012/555-2014/305

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili müvekkiline ait davalıya kasko sigortalı aracın gerçekleşen kaza neticesinde hasarlandığını, davalıya yapılan başvurunun talebin teminat dışında kaldığı iddia edilerek red edildiğini açıklayıp ıslah ile artırılan 80.170,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; kazanın, alkollü sürücünün kullanımında iken gerçekleştiğinden talebin teminat dışında kaldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dosya kapsamına göre davanın kabulü ile, 80.170,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. Maddesinde alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan “b-2” bendinde “alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.
Hasarın teminat dışı sayılabilmesi için kazanın salt alkolün etkisiyle meydana gelmiş olması gerekir .Sürücünün kazadan sonra alınan alkol raporunda 0.69 promil alkollü olduğu belirtilmiş ise de sürücünün almış olduğu alkolün oranı sonuca etkili değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (Bkz.YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, sürücünün alkol aldığı kabul edilerek, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında olup olmadığı üzerinde durulmalı, içinde nörolog doktorun da bulunduğu Karayolları Genel Müdürlüğü veya İstanbul Teknik Üniversitesi uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Sigorta şirketi poliçede yazılı limitle sınırlı olmak üzere araçta meydana gelen gerçek zarardan sorumludur. 6100 Sayılı HMK.’nun 266. (1086 Sayılı HUMK.’nun 275.) ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında hasarın tespiti de uzman bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır.
O halde mahkemece, trafik hasar uzmanı bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uzman olmayan avukattan alınan tazminat raporu esas alınarak, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda l nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.